Mısır’da halkın oylarıyla seçilmiş meşru cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin askeri darbeyle görevden uzaklaştırılması öncesi darbe yanlısı medyada birçok asılsız haber yayınlanmıştı.
Kara propagandayla darbeye zemin hazırlamak ve halkı kendisine darbe yapılması planlanan kişiye karşı kışkırtmak darbecilerin klasik yöntemlerinden biridir.
Türkiye’de de darbeciler geçmişte Menderes’in 12 uçak dolusu altın, mücevherat ve parayla yurtdışına kaçarken yakalandığını iddia etmişlerdi.
Mısır’da askeri cuntanın medyaya servis ettiği yalan haberlerden biri de Mursi’nin Süveyş Kanalı’nı ve piramitleri Katar’a sattığı iddiasıydı.
Mursi ülkesinin tek bir karışını Katar’a satmadı ama cunta lideri Abdülfettah Es-Sisi Mısır’ı parselleyip darbeye destek veren Suudi Arabistan’a ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne satıyor.
Kızıldeniz’deki Tiran ve Sanafir adalarını Suudi Arabistan’a devreden Es-Sisi, iki yıl sonra da Süveyş Kanalı’nın yarısını Birleşik Arap Emirlikleri’ne verdi.
Kahire ve Abu Dhabi arasında sağlanan anlaşmaya göre Süveyş Kanalı’nda yapılacak yatırımlar için kurulacak şirketin yüzde 51’ine Mısır ve yüzde 49’una BAE sahip olacak.
Darbeciler, Dubai Port World gibi büyük bir şirketin Süveyş Kanalı’na yatırım yapacak olmasının ülke için büyük bir kazanç olduğunu iddia etse de Mısırlılar, Cemal Abdünnasır’ın 1956’da millileştirdiği ve ülkelerinin bağımsızlık simgesi sayılan Süveyş Kanalı’nı Abdülfettah Es-Sisi’nin BAE’ye sattığı görüşünde.
Mısır’ın üçüncü büyük döviz kaynağını teşkil eden Süveyş Kanalı, ülkeye yılda 4,5-5 milyar dolarlık girdi sağlıyor.
Sina Yarımadası’nın kuzeyini İsrail için yakıp yıkan, Tiran ve Sanafir adalarını Suudi Arabistan’a veren, Süveyş Kanalı’nı BAE’ye peşkeş çeken Mısır cuntasının ülkeyi parselleyip satma girişimleri bunlarla da sınırlı değil.
Abdülfettah Es-Sisi, Nil nehrinin ortasındaki El-Verrak adasını da boşaltıp turistik tesisler inşa etmesi için BAE’ye vermeye hazırlanıyor.
Fakat bunu yapabilmesi için önce ada sakinlerini evlerinden kovması gerekiyor.
Mısır güvenlik güçleri bu işe çoktan başladı bile.
Devlet arazisi üzerine inşa edildikleri gerekçesiyle evleri birer ikişer yıkılan ada sakinleriyle güvenlik güçleri arasında zaman zaman çatışmalar yaşanıyor.
BAE ve Singapur ortaklığı bir şirket, El-Verrak adasıyla ilgili projenin detaylarını yayınlamıştı.
Adı açıklanmayan bir işadamına ait olduğu belirtilen projeyle ilgili bilgiler daha sonra şirketin sitesinden kaldırıldı.
Cunta lideri Abdülfettah Es-Sisi, El-Verrak adasını hedef alan yıkımlardan önce yaptığı açıklamada, “Nil’deki adalarda hiç kimse kalmamalı” diyerek tehcir operasyonunun işaretini vermişti.
El-Verrak adasını “kalkınma projesi” adı altında BAE’ye tahsis etmekte kararlı olan Mısır hükümeti, ada sakinlerine üç seçenek sunuyor:
Birincisi, yeniden inşa edildikten sonra adaya dönmek.
Fakat bunun nasıl olacağı, fakir halkın adaya nasıl ve ne zaman geri döneceği belli değil.
İkincisi; 6 Ekim, Yeni Kahire ve Bedir kenti gibi yerlerde devletin inşa ettiği evlere yerleşmek.
Üçüncüsü ise evlerini ve topraklarını terk etme karşılığı tazminat almak.
Mısır cuntası, El-Verrak adasında Manhattan’ın bir benzerini inşa etme hayalleri kuruyor.
Şu an aralarında bu projeyi tek bir şirkete havale etmeyi veya farklı birkaç şirkete vermeyi tartışıyorlar.
Ada sakinlerini projeye engel olarak görmüyorlar.
Çünkü gerekirse asker dipçiğiyle hepsini adadan sürüp çıkarabileceklerini düşünüyorlar.