Sudan’ın devrik cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir, yolsuzlukla suçlandığı davada önceki gün ilk kez hâkim karşısına çıktı.
El-Beşir’in “kara para aklamak”, “yasa dışı yabancı para bulundurmak” ve “resmi olmayan bir şekilde hediyeler almak” ile suçlandığı davanın ilk duruşması geniş güvenlik önlemleri altında yapıldı.
Hayat pahalılığı ve ekonomik kriz sebebiyle başlayan protesto gösterilerinin ardından askeri darbeyle görevden uzaklaştırılan el-Beşir’in geleneksel Sudan kıyafetleriyle kafesteki görüntüsü ibret vericiydi.
Devrik cumhurbaşkanının duruşmada, evinde bulunan paraları Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden aldığını itiraf ettiği açıklandı.
Suudi Arabistan’ın bir önceki kralı Abdullah bin Abdülaziz’den 65 milyon dolar, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’dan 25 milyon dolar ve Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Halife bin Zayed’den de bir milyon dolar aldığını söyleyen el-Beşir’in kendisine bu paraların “hangi hizmetleri karşılığında” verildiğine dair bir bilgi yok.
Fakat tahmin etmek zor değil.
Muhtemelen o paralar el-Beşir’e Sudan askerlerini Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon şemsiyesi altında savaşmak üzere Yemen’e göndermesi için verildi.
Askeri darbeyle Sudan’ın başına geçen ve ülkeyi 30 yıl yöneten Ömer el-Beşir’e geçmişte birçok nasihat yapıldı.
Fakat el-Beşir söylenenlere kulak vermek yerine klasik “diktatör refleksi” gösterdi.
Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Prof. Dr. Ahmed er-Rasyuni, 2014’te Yusuf el-Karadavi’nin yardımcısıyken yayınladığı bir makalede Ömer el-Beşir’i görevi bırakmaya davet etmişti.
Faslı âlim, el-Beşir’e cumhurbaşkanlığını kendi partisi dışından bir isme bırakması ve koltuk sevdalısı diktatörlerin yer aldığı “Kara Liste”den çıkması tavsiyesinde bulunmuştu.
Yusuf el-Karadavi de Eylül 2013’te Sudan güvenlik güçlerinin göstericilere ateş açmasını eleştirmiş ve Ömer el-Beşir’i Mısır ve Suriye rejimlerinin yaptığını tekrarlamaması, halkın sesine kulak vermesi yönünde uyarmıştı.
Âlimlerin el-Beşir’e nasihatleri ve uyarıları darbeye kadar devam etti.
Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Ali el-Karadaği, 10 Ocak 2019’da Twitter hesabında Sudan hükümetine ve göstericilere yönelik dört maddelik bir çağrı yayınladı.
Cinayetin, yakıp-yıkmanın ve bozgunculuğun haram olduğunu, insan haklarına ve halkın taleplerinin barışçıl yollarla dile getirilmesine saygı duyulması gerektiğini söyledi.
Kronik sorunlara çözüm için çaba sarf edilmesini ve yolsuzlukların cezalandırılmasını istedi.
Krizin aşılması için hükümetin ve göstericilerin ortak bir konsey kurmaları önerisinde bulundu.
Ömer el-Beşir, Sudan’ın ve kendisinin iyiliği için yapılan tüm nasihatlere kulak tıkayarak koltuğa yapıştı.
İsrail’e göz kırparak, bölgesel ve küresel güçleri memnun ederek görevde kalabileceğini zannetti.
Devrik cumhurbaşkanı Sudan’ı 30 yıl yönetirken ve tüm o yolsuzluklara imza atarken yalnız değildi.
Bugün kendisini yargılayanların birçoğu da işlediği suçlara ortaktı.
Muhammed bin Selman’ın Hartum’a gönderdiği milyon dolarların gittiği adres değişse de Sudanlı çocuklar hâlâ Yemen’de savaşıyor.