Sanığın veya hükümlünün ölümü Türk Ceza Kanunu’nun dava ve cezanın düşürülmesi başlıklı kısmında yer almaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 64. maddesinde düzenlenen sanığın veya hükümlünün ölümü halinde (davanın) kamu davasının düşürülmesine karar verilir.” Ancak niteliği itibarıyla müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir. Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur.
Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen davanın düşme sebeplerinin varlığı veya soruşturma veya kovuşturma şartlarının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde, sanığın veya hükümlünün ölümü halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilmektedir. Ancak niteliği itibariyle müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya (yargılamaya) devam edilerek bunların müsaderesine hükmolunabilir. Sanığın ölümüne rağmen davanın devam etmesinin mümkün olduğu durumlarda durumun neticesine göre bir karar verilir. Yani niteliği itibarıyla müsadereye tabi eşya varsa, yargılamaya sanığın ölümüne rağmen devam edilecek ve hâsıl olan neticeye göre bir karar verilmesi gerekecektir.
Hükümlünün ölümü sonucunda, henüz infaz edilmemiş hapis ve adli para cezası ortadan kalkar. Ancak adli para cezası infaz edilmiş ise artık geri istenemez. Bir de hükümlünün sağlığında verilmiş olup kesinleşen müsadere ve yargılama giderleri bulunur. Bunlar ise hükümlünün mirasçılarından istenebilir. Peki ya hükümlünün ceza infaz kurumunda iken ölmesi durumunda durum ne olacaktır?
Buna geçmeden önce kısaca şu hususa da değinmekte fayda var: Soruşturma aşamasında şüpheli sıfatı ile devam eden soruşturmada kamu davası açılmadan önce şüphelinin ölmesi halinde, kovuşturma yapılması mümkün olmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmelidir.
Hükümlünün ceza infaz kurumunda ölmesi
Hükümlünün ceza infaz kurumunda ölmesi halinde ölüm, tutanakla belgelenir. Ölüm, hükümlünün yakınlarına bildirilir. Tutanak ve cezaevi doktorunun raporu ile birlikte durum, kurumun en üst amiri tarafından derhâl Cumhuriyet Başsavcılığına ve yakınlarına bildirilir. Hükümlü hakkında infaz kurumundaki kayıtlara göre, ölümü bildirilebilecek yakınlarının tespit edilememesi durumunda, durum nüfusa kayıtlı olduğu yerdeki mülkî amire bildirilir. Hükümlünün yabancı uyruklu olması ve vatandaşı olduğu ülkenin Türkiye’de diplomatik temsilciliğinin bulunmaması hâlinde ise, hükümlünün ölümü Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Dışişleri Bakanlığına bildirilir.
Son olarak ölen hükümlünün cenazesinin defnedilmesi için gerekli tedbirler alınır. Hükümlünün ceza infaz kurumunda ölmesi ile kurumun en üst amiri, Cumhuriyet Başsavcılığının izni ile cenazenin defnedilmesi için gereken tedbirleri alır. Talep hâlinde, Cumhuriyet Başsavcılığının izni ile cenaze, ölenin yakınlarına teslim edilir.
Hükümlünün yakınlarının bulunamaması ve yakınları tarafından herhangi bir başvurunun da yapılmaması durumunda ise defin işlemi Cumhuriyet Başsavcılığının yazılı istemi üzerine kurumun bulunduğu yer belediyesi tarafından yapılır.