Bilmiyorum ne kadar takip edebildiniz.
Geçtiğimiz hafta Amerika’da yapay zekâ endüstrisi ile sinema endüstrisi yine karşı karşıya geldi.
Olay aslında çok basit.
Hollywood’un en meşhur ve en çok kazanan kadın oyuncularından Scarlett Johansson yapay zekâ şirketi OpenAI’ı yeni ürününde kendi sesini izinsiz kopyalamakla suçladı.
Olay basit de bunun üzerine tartışılması gerekenler çok fazla ve hepimizi ilgilendirecek derecede önemli.
Gelin, hikâyeyi biraz baştan alalım.
Yapay zekâ zaten başlı başına bir devrim ama son beş-altı yılda devrim içinde devrim yaşanıyor.
Şimdi burada teknik kavramlar sıralayarak kafaları karıştırmak istemem.
Fakat şunu bilelim ki devasa boyutlarda verilerle eğitilen yapay zekâ zamanla insanların ürettiklerine benzer metinler üretmeyi öğrendi.
Sadece sıradan insanların günlük hayatta kullandıkları dili anlamakla kalmadı, yeni ve ilgi çekici içeriklerle cevaplar oluşturmayı, bir bakıma sohbet etmeyi de başardı.
Kısacası görülmedik bir iletişim devrimi yaşandı ama bu kez insanlarla makineler arasında.
Bu teknolojinin en meşhur ürünlerinden ChatGPT’nin ilk versiyonu 2018 yılında piyasaya sürüldü.
Sonrasında her şey çok hızlı gelişti. 2020’de GPT-3, 2022 sonlarında GPT3.5 ve 2023 nisan ayında GPT-4 çıktı.
Modeller çok hızlı ilerledi, yetenekleri de o derece hızla arttı.
İlk ürün “metin tabanlıydı”, yani sadece yazılanları anlıyor ve yine yazılı bir şekilde cevaplıyordu.
GPT-4 şarkı besteleyebiliyor ve yazı dışında görselleri de algılayabiliyor. Örneğin mutfaktaki malzemelerin fotoğrafını çekip yükleyince GPT-4 bunlardan size bir yemek tarifi oluşturabiliyor.
Nasıl yapmasın; GPT-3 modeli 175 milyar sayısal değerle çalışırken GPT-4’te bu rakam (570 kat fazlasıyla) 100 trilyon civarı.
Bunların Scarlett Johansson ile alakası ne? Tabii ki doğrudan bir alakası yok ama şöyle bir şey oldu; OpenAI yaklaşık üç hafta önce en son modeli GPT4o’yu piyasaya sürdü.
GPT4o metin tabanlı olmanın ötesine geçen ilk model. Yazı, ses ve görüntüyü aynı anda anlayıp cevaplayabiliyor.
Yani tırnak içinde de olsa ‘her şeyi’ yapabiliyor. Zaten o yüzden Yunancada her şey anlamına gelen “omni” kelimesinin ilk harfini yeni modelin adında kullanmışlar.
GPT4o aynı zamanda bir sohbet asistanı özelliği taşıyor; yani bir ses ile karşılıklı konuşabiliyorsunuz.
İşte olay burada patlıyor: GPT4o’nun “Sky” adlı sesini duyanlar şoke oluyorlar.
Çünkü Sky'ın sesi direkt olarak Scarlett Johansson'ın bir yapay zekâyı seslendirdiği 2013 yapımı “Her” filmindeki sesine benziyor.
OpenAI’ın bu sesi klonladığını düşünenler bunu ispat etmek için bir sürü karşılaştırma videosu dahi yayınladılar.
Firma hemen bir açıklama yaptı ve filmdeki sesin klonlanmadığını söyledi ancak yine de sesi kullanmayı durdurma kararı aldılar.
OpenAI “ses taklit değil; kendi doğal sesini kullanan başka bir profesyonel oyuncuya ait” dese de konu giderek alevlendi çünkü bizzat Johansson olaya dâhil oldu ve suçlayıcı açıklamalar yaptı.
Velhasıl Hollywood endüstrisi ile yapay zekâ endüstrisi arasındaki çarpışmanın yeni bölümü başlamış gibi gözüküyor.
Fakat hepimizi ilgilendiren başka şeyler var.
Bir kere, becerilerini ağzımız açık kalarak izlediğimiz yapay zekâ ürünleri bu yeteneklerini kazanırken çok büyük veriye ihtiyaç duyuyorlar.
Bu veri nereden geliyor, kimin verisi? Tabii ki Mars’tan değil; sizin, bizim verimiz.
Peki, bunlar yasal yollarla ve mahremiyetimiz gözetilerek mi elde ediliyor? İşte orası meçhul.
Çünkü her ne kadar bazı hukuki adımlar atılmış olsa da bu konuda dünya çapında etkili düzenlemeler henüz yapılmış değil.
Düşünsenize sıradan bir insanın değil, Hollywood’un en tanınmış isimlerinden birisinin sesi, kendisi defalarca bunu reddetmesine ve ABD’de buna izin vermeyen bir eyalet yasasına rağmen klonlanabiliyor!
Scarlett Johansson’a bunu yapmaya cesaret edenler bize neler yapmazlar!
Yapay zekânın geldiği nokta Hollywood endüstrisinden fazla bizleri kaygılandırmalı.
‘Her şeyi’ yapabilen yapay zekâlar, içinde olmak istemediğimiz bir videoda sesimiz ve görüntümüzü klonladığında o kişinin biz olmadığını nasıl ispat edebileceğiz?
Ya da tersinden, görüntüdeki kişinin biz olduğunu…
Hukuki düzenleme boşluğunda hakkımızı nasıl arayacağız? Arada uğradığımız zarar bize nasıl tazmin edilebilecek?
Johansson’ın filmde seslendirdiği yapay zekânın adı Samantha idi. Anlaşılıyor ki fütursuz gelişmelerden kaygı duyan Samantha şimdi Sky’a karşı!