ABD Başkanlık Seçimi pek çok insanın beklediği gibi karakolda bitmedi. Trump bir gecede, hem de büyük bir zaferle yeniden başkan seçildi. Bu kadarını muhtemelen Cumhuriyetçiler bile düşünmüyordu.

Büyük kırmızı dalga

2016 yılında o zamanki rakibi Hillary Clinton’dan daha az oy alan Trump, Amerikan seçim sisteminin azizliği sayesinde başkan seçilebilmişti. Bu kez rakibine yaklaşık beş milyon oy fark atmayı başardı. Bu yazının yazıldığı saatlerde Trump yüzde 51, Kamala Harris ise yaklaşık 48 oy oranındaydı.

Seçim sonuçları ilklerle dolu. Örneğin 130 yıl aradan sonra ilk kez, ara veren bir başkan Beyaz Saray'a geri döndü. Bu yüzden İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu "tarihin en büyük geri dönüşüne tebrikler” mesajı attı.

78 yaşındaki Trump, ABD'nin en üst makamına seçilen en yaşlı kişi olarak da tarihe geçti. Unutmayın, bu yaşlı adam hakkında (birinden hüküm giydiği ve üç hafta içinde ceza alması beklenen) dört ceza davası var.

New York Times gazetesinin tahminine göre Donald Trump'ın delege sayısı 300'ü geçecek gibi. Bu da başka bir zafer.

Trump bu seçimde, Amerika’da sahip oldukları delege sayılarıyla kritik önemde olan ve her seçimde tercihleri değiştiği için “salıncak eyaletler” olarak adlandırılan eyaletlerin tamamını kazandı.

Seçmenlerin oy tercihlerindeki değişimi yansıtan haritalar özellikle ABD’nin doğusunda maviden kırmızıya doğru büyük bir oy kaymasını gösteriyor. Ayrıca geleneksel Demokrat eyaletlerde bir önceki seçimde yenilen farklar epey azalmış durumda.

2020'de kadınlar yüzde 15 oranında daha fazla Trump’ın rakibine oy vermişti. Bu kez fark yüzde 10’a düştü. Girdiği üç seçim yarışının ikisinde Trump’ın rakibi (Clinton ve Harris) kadınlardı. Kadın düşmanı olduğu söylenen Trump kazandığı iki seçimi de kadınlara karşı elde etti. Latin seçmenlerden oy alma bakımından Trump ile rakibi arasında aleyhine yüzde 33 olan fark bu kez yüzde 8’e indi.

Velhasıl 5 Kasım’da kimselerin beklemediği büyük bir kırmızı dalga, seçim sonuçları haritasını neredeyse baştan aşağıya kırmızıya boyayarak Amerikan siyasetinin rengini sansasyonel bir şekilde değiştirdi.

Peki, sahiden hiç kimse bunu beklemiyor muydu? Bence bekleyen birisi vardı: Elon Musk

Büyük kırmızı dalga geleneksel medyayı da yıktı

Seçim öncesi yapılan anketlere, Amerikan televizyonları ve basılı medyasından yansıyan haberlere bakılırsa Trump açısından en iyi ihtimalle ortada, bıçak sırtı bir yarış vardı.

Oysa Musk, 7 Ekim tarihli paylaşımında "zafer yeterli değil, kesinlikle mutlak bir zafer olmalı" diye yazıyordu. Trump belki tahmindeki gibi yüzde 54 oy almadı ama zaferin Musk’ın öngördüğü gibi mutlak bir zafer olduğu su götürmez bir gerçek.

Bildiğiniz gibi Elon Musk sıkı bir Trump destekçisi. Bu seçimde âdeta kader birliği yaptılar. Musk, Trump kampanyasında mitinglere katıldı; Trump da Twitter’da açılan sohbet odasında Musk ile bir mülakat gerçekleştirdi.

Musk’ın Twitter üzerinden Trump’a verdiği güçlü destek Amerika’da liberal-sol çevrelerce baştan beri hoş karşılanmadı. Trump aleyhine yürütülen “şeytanlaştırma” kampanyasına Musk da dâhil edildi.

Musk ve Trump’ın Twitter’da sohbet edeceği öğrenilince AB Komiseri Thierry Breton Musk’a bir mektup yolladı. Mektupta ifade özgürlüğü şampiyonu AB, “Dünya çapında izleyici kitlesine sahip etkinliklerde ortaya çıkacak zararlı içerik AB’de de yayılabilir” uyarısı yaparak ikiliyi âdeta tehdit ediyordu.

Musk’a ayar vermeye kalkanlar arasında Daron Acemoğlu da vardı. Acemoğlu, 29 Eylül’de mealen “Paranla elde ettiğin muazzam bir statün oldu. Bu sana konuşma ve kamuoyu oluşturma gücü veriyor. Bunu abartıp da milletin aklını karıştırma” içerikli bir yazı döşedi.

Yann LeCunn “The New York Times Amerikan demokrasisi için bir tehdittir” diyen Musk’a “Esas büyük tehdit sensin” diye cevap veriyordu. Hani şu Myanmar'da şiddeti ve insan hakları ihlallerini teşvik ettiği BBC haberlerine kadar düşmüş Facebook’un yapay zekâsının başında olan Yann LeCunn…

5 Kasım sadece siyaset haritasını kırmızıya boyamakla kalmadı, yeni medyanın eski/geleneksel medya karşısındaki zaferini de ilan etti. Hem NBC, Fox News gibi geleneksel medya hem de anket firmaları yanıldılar. Resmen çuvalladılar!

Musk’ın seçimin ardından Amerikan halkına seslenen paylaşımı giderek slogan hâline geliyor: Artık medya sizsiniz!

Musk, “Haberler insanlardan gelmeli. Gerçekten olay yerinde olan ve gerçekten işin uzmanı olanlardan” diyerek eski medyaya giydiriyor. Ona göre “Propaganda, Twitter bir hakikat kaynağı olduğunda çok daha az etkili.”

“Seçim sonuçlarını şok edici bulan herkes bilgileri nereden aldığını bir kez daha gözden geçirsin. Trump’ın zaferi aylardır Twitter’da belliydi ancak ana akım medyanın tamamı bunu görmedi. Sana yalan söylediler.” diyor.

Tüm bunları, ne Trump-Musk ikilisini her konuda haklı bulduğum ne de sosyal medyayı sorunsuz gördüğüm için anlatıyorum. Trump’ın siyonist destekçiliği, tehlikeli ve yer yer faşizan çılgınlığı dünyayı daha tehlikeli bir yer yaparken ya da Musk’ın Bolivya ve Venezuela’da demokrasi aleyhine kırdığı cevizler ortadayken bunu nasıl yapabilirim?

Fakat şu bence çok açık. Trump ve Musk’ın oluşturduğu büyük kırmızı dalganın en büyük sebebi, karşılarında yer alan sol-liberal, ilerici, sözde özgürlükçü tayfanın iyi olduğunu iddia ettikleri tüm değerleri üstenci bir kibir ve oluşturulmuş sahte gerçekliklerle savunuyor olmaları.