Yazılarımı takip edenler, “Ateş ve tekerlek dâhil, insanlık tarihinde kötüye kullanılmayan hiçbir icat yoktur.” ifadesini sıkça kullandığımı bilirler.

Aynı kanaati yapay zekâ için de taşıyorum; hatta şu sıralar en fazla yapay zekâ için taşıyorum bile diyebilirim.

Bakmayın siz yapay zekâ konusu her açıldığında insanın ağzını açık bırakacak örneklerin önümüze konulmasına. Teknoloji söz konusu olduğunda hem reklamı bol olur hem de “ağzı açık ayran delisi” alıcısı çok olur.

Hastanelerde röntgen odasına hamile ya da hamilelik ihtimali olanları almıyoruz.  Peki, yapay zekâ karşısında korumamız gerekenleri nasıl koruyacağız? Örneğin çocuklarımızı?

Şunu baştan söyleyelim; yapay zekâ, çocuklara zarar vermek için kullanılabilir. Kullanılabilir kelimesi lafın gelişi, aslında kullanılıyor. İşin daha da beteri hem çocuklara karşı kullanılıyor hem de bizzat çocuklar tarafından kullanılıyor.

Bu noktada belki işin en kötü tarafı yapay zekânın çocukların cinsel istismarı için kullanılması.

Uluslararası ölçekte faaliyet gösteren ‘İnternet İzleme Derneği’ne göre binlerce çocuk ‘deepfake’ yani yapay zekâ tarafından üretilmiş sahte görüntüler ile taciz ediliyor ya da istismara sürükleniyor.

Bu konuda en önemli gelişmelerden birisi özellikle 2023 başından bu yana dünyayı sarsan şu meşhur ChatGPT gibi ‘üretken yapay zekâ’ araçları.

Geçen hafta yayınlanan ‘World Bank Group’ raporuna göre üretken yapay zekâ araçlarını her ay yaklaşık üç milyar insan ziyaret ediyor. Unutmayın, dünya nüfusu sekiz milyar.

Üretken yapay zekâ, adı üstünde üretkendir. Kullanıcılarına metin, resim ya da video şeklinde içerik üretme imkânı sağlar.

İşte yapay zekânın bu gücü, yapay zekâ tarafından üretilen çocuk cinsel istismar malzemelerini başımızın ve çocuklarımızın yeni belası yaptı.

Anlayacağınız ChatGPT sadece ödevlerini yapan öğrenciler tarafından kullanılmıyor.

Ne yazık ki tüm dünyada çocukların cinsel istismarı azalacağı yerde artıyor.

ABD’de çocukları online istismardan korumak ve çocuk cinsel istismar materyallerinin dolaşımını engellemek üzere tam 40 yıl önce kurulmuş bir kurum var. Adı, ‘Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi’.

Açıklamalarından anlaşıldığına göre 2023 yılında bu kurumun iletişim hattına 36,2 milyon şüpheli çocuk istismarı ihbar edilmiş. Evet, yanlış okumadınız; milyon yazıyor!

İhbar sayısı bir önceki yıla göre yüzde 12 artmış ama ihbarlarda yer alan dosya sayısı bir önceki yıla göre yüzde 19 artarak 100 milyonun üzerine çıkmış.

Yapılan 36,2 milyon ihbarın 35,9 milyonu çocuk pornografisiyle ilgili. Ardından yüzde 300 artış gösteren çocukların cinsel eylemler için online ayartılması geliyor. ‘Online ayartma’ cinsel suç işlemek üzere çocuk kılığına girilmesi demek.

Çocuklara müstehcen malzeme gönderilmesi, yanıltıcı alan adı kullanılarak tuzağa çekme de gelen ihbarlar arasında.

Merkez, yapılan ihbarlar arasından acil gördüğü 63 bin 892 ihbarı kolluk kuvvetlerine hemen iletmiş.

Şimdi bu merkez diyor ki; “Yapay zekâ, çocuk güvenliği için verdiğimiz küresel mücadeleyi tehlikeye atıyor.” Çünkü üretken yapay zekâ masum bir çocuk fotoğrafını alıp cinsel içerikli resimler, videolar veya çocukları cinsel eylemde bulunurken gösteren sahte görüntüler üretebiliyor.

Çocuklardan ya da ailelerinden bu görüntülerle şantaj yoluyla para koparılması da başka bir boyut.

Yukarıda da söylediğim gibi yapay zekâyı çocuklara zarar vermek için sadece kötü niyetli yetişkinler değil, aynı zamanda akranları olan çocuklar da kullanıyor.

Örneğin 2023 yılının aralık ayında Florida’da 13 ve 14 yaşlarındaki iki ortaokul öğrencisi 12 ve 13 yaşlarını geçmeyen kız ve erkek sınıf arkadaşlarının yapay zekâ tarafından oluşturulan çıplak görüntülerini paylaştıkları için tutuklandılar.

Yaşları küçük olsa da çocuklar tutuklandılar çünkü bir kişinin rızası olmadan herhangi bir sahte/değiştirilmiş cinsel görüntüsünü paylaşmayı suç sayan Florida eyalet yasası 2022'de kabul edilmişti.

Florida vakası, yapay zekâ tarafından oluşturulan çıplak görüntülerin paylaşılması sonucunda yapılan ilk tutuklamalar olarak tarihe geçti.

Daha dün bu yazı yazılırken yine Florida’dan başka bir haber medyaya yansıdı. Megan Garcia isimli kadın, bir yapay zekâ şirketinin ürettiği sohbet robotunun 14 yaşındaki oğlunu kendi canına kıymaya teşvik ettiğini söyledi. Malum, sohbet robotları da üretken yapay zekâ.

Hayatını sonlandıran çocuk, hem Game of Thrones dizisinden bir karakterin kimliğini kullanan bu yapay zekâ robotuyla hem de diğer sohbet robotlarıyla aylarca cinsel içerikli sohbetler yapmış.

Fakat dava edilen şirketin sohbet robotuyla çocuk, karşılıklı olarak birbirlerini nasıl sevdiklerini de anlatmışlar. Hatta çocuğun yapay zekâya son mesajı şu olmuş: "Söz veriyorum, sana geleceğim. Seni çok seviyorum."

Yazıyı ‘Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi’ Başkan Yardımcısı John Shehan’ın 12 Mart 2024’te ABD Temsilciler Meclisi’nde verdiği ifadeyle sonlandıralım: “Kurulduğumuzdan bu yana geçen 40 yıl bize, çocuk istismarcılarının genellikle yeni teknolojilere erken uyum sağladıklarını ve illegal kötülükleri için teknolojik gelişmeleri kullandıklarını öğretti.”

Boşuna, “Ateş ve tekerlek dâhil, insanlık tarihinde kötüye kullanılmayan hiçbir icat yoktur.” demiyorum.