Son günlerde havalar oldukça sıcak gitmeye başladı. Hele ki nemin yüksek olduğu şehirlerimizde sıcakların terletici etkisi bir kat daha yukarılarda nemin daha alçak olduğu şehirlere göre.
Piyasalarda da aynı sıcaklıkları tüm paydaşlar hisseder haldeler. Pandemi vesilesiyle de dünya ekonomisinde görülen bozulmaların benzerleri maalesef ülkemizde de görülüyor.
Bunu aşmak zorundayız ki ülke olarak yolumuza güçlü ideallerle devam edebilelim.
Aşmanın yolu da yaptığımız hataları objektif olarak görerek hataları çözme yolunda hızla ve kararlılıkla yol almamızdan geçiyor.
Bu sebeple de şu hususlara dikkat kesilerek önümüze bakmamız gerekiyor;
Birkaç sektör için kamu bankalarının kaynakları çok çok düşük oranlarla kullandırılmamalı objektif olması gereken oranlamalar üzerinden bu kaynakların kullandırılmasının önü ivedi olarak açılmalıdır.Piyasaların canlandırılması amacıyla verilen kredilerin gerçekten piyasalarda canlandırma sağlayıp sağlamadığı verimli bir mekanizmayla denetlenmelidir. Şayet böyle bir mekanizma yoksa bir an önce bunun inşa edilmesi sağlanmalıdır. Bu yapılmazsa verilen desteklerin ve teşviklerin piyasaya yansıması mümkün değildir.
Devletin sağladığı desteklerin üretime yönlendirilmesi ve üretimde kullandırılması oldukça önemli bir husustur. Aksi durumda bu desteklerin altın, gayrimenkul veya döviz alımlarında kullanılması üretim ekonomisinin çöküşüne ciddi bir zemin hazırlamaktadır. Ülkemizde üretimin yok olması demek ekonomik anlamda bizi daha kötü günlerin beklediği anlamına gelmesi demek olduğu için de mutlaka ama mutlaka üretmemiz gerekmektedir. Bizim üretmekten başka çaremiz yoktur. Üretmek, katma değeri yüksek ürün ve bilgi üretmek sonrasında da bunu dünyaya satmak…Ülkemizi yatırım dolayısıyla da yatırımcı çekmemiz gerekiyor. Bunu yapabilmenin olmazsa olmazı ise güven ortamını oluşturmaktır. Yani biz yatırımcıya ( bu yatırımcı yerli de olabilir yabancı da ) her anlamda güvenli bir ülke olduğumuzu anlatmalıyız ki bunu alan yatırımcı gelip her alanda yatırımını rahat bir şekilde gerçekleştirebilsin.Doları 6.90 seviyelerinde tutmak için çok uğraş verilmemeli bu anlamda ciddi finansal baskı yapılmamalıydı. Çünkü bunun için rezervlerimizi eritir sonrasında döviz yine son günlerde olduğu gibi yukarı yönlü hareketini sürdürür ve biz elinizden uçup giden rezervlerimize baka kalırız. Bunun yerine finansal piyasalarda aşırı genişletici politikalar yerine daha pragmatist politikalarla yola devam etmek daha mantıklı bir yol olarak karşımızda durmaktadır. Ayrıca bu seviyelerde birkaç ay kalması adına bu kadar rezerv eriyeceğine dolar yavaş yavaş 6.90 dan 7.00 ye 7.00 den 7.10 a gibi hareketleri belirli bir periyotta yapmış olsaydı piyasaların alışması daha rahat olabilecekti. Durum böyle olunca da fiyatlar genel seviyesinde ki oynaklık daha uzun zamana yayılacaktı.Portföy yatırımlarını ülkemizde tutacak çalışmalara hız verilmeli ve zaman kaybedilmeden piyasalarda uygulamaya geçilmelidir.Üretimi ve üreticiyi destekleyici paketler gündeme alınarak ivedi bir şekilde bu paketler sonuçlandırılarak sektörlerin kullanımına açılmalıdır.
Anadolu da Ağustos un yarısı yaz yarısı sonbahar dendiği üzere Ağustos sıcaklarından bir an önce kurtulabilmek adına piyasaların yüreğine su serpici tüm önlemler çalışılarak uygulamaya konulmalıdır.