Arap ülkelerinin ve özellikle de Körfez’in desteğiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne geçici üye seçilen Mısır’ın Cumartesi günü kullandığı oylar Arap sokağında tartışma konusu oldu.

O gün Güvenlik Konseyi’nde iki tasarı oylandı.

Birincisi Fransa ve İspanya tarafından hazırlanan ve birçok ülkenin de destek verdiği tasarı.

Halep’te çatışmaların durmasını ve askeri uçakların kent üzerinde uçuşuna son verilmesini içeren tasarı 15 üyeden 11’inin olumlu oyunu aldı fakat Rusya tarafından veto edildi.

İkincisi ise Rusya’nın sunduğu karşı tasarı.

Halep’i hedef alan saldırılara değinmeden sadece ateşkes çağrısı ile insani yardımların ulaştırılmasını talep eden tasarı Güvenlik Konseyi’nde yeterli oyu alamadığı için reddedildi.

İlginç olan ve tartışma yaratan ise Mısır’ın ne yaptığını bilmeyen değersiz bir ülke gibi birbirine zıt her iki tasarıya da evet oyu vermesi.

Mısır’ın Çin ve Venezuela ile birlikte Rusya’nın tasarısına evet demesi Riyad’ı kızdırdı.

Suudi Arabistan BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Abdullah El Muallimi, Mısır’ın tavrını eleştirerek, “Senegal’in ve Malezya’nın tavrının Arapların ortak tavrına Mısır’ın tavrından daha yakın olması üzücü” dedi.

Mısır’ın lehte oy kullandığı Rusya’nın karşıt tasarısını “komedi” olarak niteledi.

Suudi Arabistan’dan gelen tepki bununla sınırlı kalmadı.

Mısır’ın tavrı sosyal paylaşım sitelerinde kıyasıya eleştirildi.

Abdülfettah El Sisi hainlikle suçlandı.

En dikkat çekici tepki ise Halid El Tuveycri ve Muhammed Âl El Şeyh’ten geldi.

Kral Abdullah döneminde Kraliyet Divanı Başkanı olarak Suudi Arabistan’ın Mısır’daki darbeyi desteklemesinde başrol oynayan El Tuveycri, Twitter’da “Mısır Rus tasarısı lehine oy kullandı” etiketi altında şöyle yazdı:

“Sayın Başkan! Sizden özellikle Suudi Arabistan’a yönelik böyle bir tavrın gelmesi sonsuz üzüntü verici. Kardeşler olarak sizin yanınızda durduğumuzu unuttunuz mu?”

Müslüman Kardeşler’in azılı düşmanlarından ve darbenin ateşli savunucularından Suudi Arabistanlı yazar Âl El Şeyh de yine Twitter’da Mısır’ın tavrıyla ilgili şu yorumda bulundu:

“Sisi’nin Mısır’ın çökmesine engel olacağını zannederek ne büyük hata yapmışım. Ucuz diplomatik tavırlarla şantaj yapmak büyük liderlerin ahlakından değildir.”

Daha sonra da Suudi Arabistan’ın Mısır’a petrol ürünleri tedarikini durdurduğu ve kararın ARAMCO tarafından ekim ayı başında Kahire’ye sözlü olarak iletildiği haberi geldi.

Mısır, petrol krizi yaşamamak için başka şirketlerle anlaşmalar yapsa da halihazırda zaten yabancı şirketlere ödemesi gereken yaklaşık 3.5 milyar dolar birikmiş borcu var.

Kahire-Riyad arasında yaşanan gerilimde tablonun daha da netleşmesi için şu iki bilgiyi de aktarmakta fayda var:

İran Devrim Muhafızları’nın desteğiyle çekilen ve Kasım Süleymani’nin hayatını anlatan Bodyguard filmi yakında Mısır’da gösterime girecek.

Fars Haber Ajansı’na göre, Süleymani’yi kahraman gibi gösteren film, Şam’ın ardından önce Güney Beyrut’ta, daha sonra Irak ve Mısır’da seyirciyle buluşacak.

Film, Kahire’de yedi ve İskenderiye’de üç sinama salonunda Mısırlılara izletilecek.

Bu birincisi…

İranlı diplomat Emir Musevi, Güvenlik Konseyi’nde Mısır’ın Rusya’nın tasarısına evet demesi üzerine Mısır’a ve Abdülfettah El Sisi’ye “Suriye’de teröristlerin cinayetlerine karşı onurlu tavırları” dolayısıyla teşekkür etti.

Sisi döneminde Mısır’ın, direniş eksenini destekleyen ülkelerin başında geldiğini öne sürdü ve “İnşallah bu iyiliğinize en güzel şekilde karşılık vereceğiz” dedi.

Kısacası, Mısır’daki cunta yönetimi Suudi Arabistan’a karşı daha önce de birkaç kez yaptığı gibi “İran’a yaklaşırım” şantajı yapıyor.

Suudi Arabistan darbeye destek verdiği için gerçekten de pişman mı, bunu bilmek zor.

Fakat Mısır bu hallere düştükten sonra sadece pişman olmanın işlenen günahı affettirmeyeceği ve pek fazla işe yaramayacağı kesin.

Önümüzdeki günlerde Mısır’dan resmi bir heyet Riyad’a giderek gerginliği sona erdirmeye çalışacak.

Suudi Arabistan’ın Mısır’daki darbe yönetiminden vazgeçmesi ve Abdülfettah El Sisi’den paçasını kurtarması kolay değil.

Bu nedenle Riyad geri adım atabilir.

Şayet atmazsa cunta için tehlike çanları çalıyor demektir…