Ramazan ayının birkaç gün sonra başlayacağı şu günlerde tüm İslam âlemi heyecan içerisindedir.
Bu heyecan günler yaklaştıkça artmakta manevi iklimin hazzına ulaşacağını hisseden insanlık birkaç kat daha güzel duygulara doğru yol almaktadır.
Her Ramazan bir önceki Ramazanlara göre insanı daha farklı ufuklara götürmeye adaydır.
Ramazan ayına girilen dönemdeki ekonomik konjonktürde günün büyük bir bölümünü yeme içmeden uzak bir şekilde geçiren insanlar için ayrıca büyük bir önem arz etmektedir.
Rabbine ibadetini yapmaya çalışan insanların akşam ezanı ile birlikte oruçlarını gün içerisinde arzu ettikleri yemek çeşitleriyle açmaları da ayrı bir güzellik vesilesidir.
2022 yılının Ramazan ayına ciddi bir enflasyonla girilen ülkemizde gerek üreticiler gerekse de satıcılar biraz olsun fiyatlarda kendi inisiyatifleri ile yapacakları indirimlerle insanımızın dilediği iftar sofralarını kurmasına sebep olabilirler.
İşin aslına baktığımızda bu bir hayır meselesidir de ve hayırlı işlerde yarışınız ayeti gereği Allah yolunda yaptığımız her iyilik bizim hayır hanemize de yazılmaktadır.
Sanayici, esnaf ve tüccarımızın bu şekilde ki yaklaşımları insanımızı bir nebze olsun rahatlatacaktır diye düşünüyorum.
Geçen haftaki yazımızda üzerine basa basa belirttiğimiz konu borçlanmaları artması meselesiydi.
Gerek kişileri gerekse de şirketlerin borçlanma hacimleri her geçen gün artıyor ve bu psikoloji Ramazan ayında insanımızı son derece olumsuz etkileyecektir.
Biraz empati duygumuzla biraz diğerkamlık duygumuzla yaşam alanlarımızı çepeçevre oluşturduğumuz ölçüde paylaşmanın hazzı da bizimle olmaya başlayacaktır.
Elimizdeki varlıkları paylaştığımız ölçüde aslında insanlara ve insanlığa faydalıyız değilse dağıtımın dolayısıyla da paylaşmanın olmadığı ortamlar ne bize ne de topluma katkı sunabilir.
En yakınımızdakilerden başlayarak genişleyen bir çember ile etrafa bakarak ihtiyacı olanlarla paylaşacağız.
Toplumun her katmanıyla birlikte hareket edeceğiz ki tüm katmanları iyi irdeleyerek her zaman veren el olmaya gayret göstereceğiz.
Rahmet ayı olan Ramazan da Allah’ın bize lütfettiği varlıkları olmayanlarla paylaşacağız ki vererek biz vermenin mutluluğunu paylaştığımız tarafta elinde olmayana kavuşmak ile kavuşmanın mutluluğunu yakalayabilsin.
Küçük yerleşim birimlerinde kimin neye ihtiyacı olduğunu çok rahat bir şekilde görürken büyük şehirlerde bunu yapabilmek için ciddi zaman harcamamız gereklidir.
Şehirde yerleşik insan sayısının çok olması ve şehir yerleşiminin karmaşık bir yapıda olmasından ötürü insanların ihtiyaç durumlarını ortaya çıkarabilmek için en üst derecede gayret göstermek bir Müslümanın kanımca en önemli görevlerindendir.
Çünkü “Yanı başındaki komşusu açken tok olarak geceleyen kişi (olgun) mü’min değildir” hadis i şeriflerinde Peygamber Efendimiz’in (sav) buyurdukları üzere en yakınımızdaki komşumuzdan başlayarak elimizdeki varlıkları ve nimetleri paylaşmak zorundayız.
Biz insanların “Bize de verin” demesini beklemeden ihtiyacı olanları hızlıca tespit etmeli ve onlara ulaşmalıyız. Eğer bunu yapmazsak yarın ahiret gününde o kardeşimiz bizi Allah’a şikâyet ettiğinde hesabını vermekte çok ama çok zorlanırız.
Dünya nimetlerinin tamamının dünyada kalacağını ve bize bahşedilen tüm nimetlerin aslında birer emanet olduğunu bilerek konuya yaklaşmalıyız ki paylaşmanın güzelliğine varabilelim.
Bu Ramazan’ın bundan önceki Ramazanlardan daha çok paylaştığımız bir Ramazan olması dualarımızla Hayırlı Ramazanlar.