Termodinamiğin entropi denilen 2. kuralına göre dünya açık bir sistemdir ve enerji girişi ile sürekli olarak beslenir. Sistemi besleyen enerji kaynağı ise güneştir. Kıyametin kopması için güneş enerjisinin yeryüzüne gelmemesi kâfidir. Bilim adamları dinozorların neslinin tükenmesini, volkanlardan çıkan duman ve kül tabakalarının güneşi perdelemesi ile başlayan buz devrine bağlar.
İslam coğrafyasının 12. yüzyılda yaşadığı en büyük enerji kesintisi bilime vurulan darbeydi. Moğol istilaları ile “Asya’nın kandilleri” olarak tabir edilen kitaplardan ve eğitim kurumlarından yayılan ışıklar söndü ve muhteşem bir medeniyet inkıtaa uğradı. Haddizatında bir medeniyete vurulabilecek en büyük darbe kâtiplerin, kitapların ve karilerin yok edilmesidir.Kitabını yitiren bir medeniyet hafızasını kaybeden bir insan gibidir.
Kâinat enerjiyle beslendiği gibi medeniyetler de ilimle neşvünema bulur. Medeniyetin taşıyıcısı ve geleceğin mimarları ise öğretmenlerdir. Fakat öğretmen aklını ve kalbini beslemezse ne medeniyet taşıyabilir ne de kendini! Gelecek inşa edecek öğretmenleri motive etmek için yalnızca kabarık cüzdanlar kâfi değildir.
Bu bakış açısına göre, MEB tarafından öğretmenlere tavsiye edilen 45 kitabın isimlerini görmek bile insanı heyecanlandırmaya yetiyor. Bu kitapların birçoğunu okuduğum ve bildiğim halde zaman zaman tekrar göz atarım. Bugünlerde tavsiye edilen kitaplardan okuyamadıklarımı hızlı bir şekilde gözden geçirdim. Bu bile motive olup yeniden ve yeni projeler yapmama yetti.
Tavsiye edilen her bir kitap için uzun değerlendirme yazıları kaleme alınabilir. Fakat bu listedeki kitapların ortak bir yönü var; her bir kitap farklı coğrafyalarda yazılmış olsa bile neredeyse her biri yaşanmış bir başarı hikâyesinden bahsediyor. Aslında bu kitaplar dünyayı değiştirmenin insana dokunmakla ve eğitimle olacağını anlatan hayat hikâyelerinden ibaret. Tavsiye edilen kitaplar batının yenilikçi ve doğunun geleneksel eğitim hikâyelerini bir havuzda toplayıp, okuyucuya derin bir analiz yapma imkânı sunuyor.
“Kırk yıl bir mabede girer gibi sınıfa girdim ve hiç abdestsiz girmedim” diyerek bugünün öğretmenlerine muazzam bir ufuk çizen lider bir muallim olan N. Topçu’dan, Gençlere ufuk çizen A.F. Başgil ve maarif davamızı tarif eden S. Ayverdi’ye, Asya’nın kandillerinden Tolstoy okuluna, matematik dâhilerinden Y. Özemre gibi fizikçi ve mühendislere ve Anadolu’yu karış karış gezen fedakâr öğretmenlerden, hayatın temel alışkanlıklarını anlatan başucu kitabım olan R.S. Covey ve D. Goleman’a, ve Dünya’ya okulsuz ve öğretmensiz eğitimi yeniden düşündüren Khan projesine kadar her bir kitap ve proje insanın zihninde adeta şimşekler çaktırıyor.
Şunu söylemek kesinlikle abartı olmaz diye düşünüyorum; bu kitapları okumayan veya okuyup da heyecan duymayan öğretmenlerle MEB 2023 Eğitim Vizyonu’nu gerçekleştirmek bir hayalden öteye geçemez. Çünkü geleceğimizi esir eden de özgürleştiren de öğretmenlerdir. Tavsiye edilen bu kitapların okunmasından sonra her öğretmen aynen Grigory Petrov’un “Beyaz Zambaklar Ülkesi” kitabı gibi, kendi başarı hikâyesini yazmalıdır. Bir başarı hikâyesi olmayanlar ise her sabah okula yeni bir başarı hikâyesi yazacak bir heyecanla gelmelidir.
Şimdi Sayın Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’tan, “Öğretmenim; Senin de Bir Başarı Hikâyen Olsun” konulu bir “Başarı Hikâyeleri Yazma Yarışması” düzenlemesini bekliyoruz.
Okuduğum bu kitaplardan sonra 30 yıllık bir eğitimci olarak yeni bir hikâye yazmaya başladım bile.
Yüreğimi yeniden ateşlediğiniz için teşekkürler sayın bakanım!