Rahmeti istiyoruz

Huzuru istiyoruz

Mutluluğu istiyoruz

Dertsizliği istiyoruz

Dermanı istiyoruz

Sağlıklı olmayı istiyoruz

Anlaşılmak istiyoruz

Sevilmek istiyoruz

Kavgasız olmak istiyoruz

İyiliği istiyoruz

Hep aranan olmak istiyoruz

Adımız kalsın istiyoruz

En güzelini istiyoruz

En iyisini istiyoruz

Bağışlanmayı istiyoruz

Günah işlerken bile sevap yazılsın istiyoruz

Din de devlet de insanlar da bize göre, bizim gönlümüze göre olsun istiyoruz

İstiyoruz

Arzularımız hep gerçekleşsin istiyoruz

Kaza geçirmeyelim, yaralanmayalım istiyoruz

Acı çekmeyelim istiyoruz

Rüyamız hayr olsun istiyoruz

Gerçeğimiz muhteşem olsun istiyoruz

Görülmek istiyoruz

Bilinmek istiyoruz

İtibar bizimle olsun istiyoruz

Her mevsimimiz bahar, her günümüz güneşli olsun istiyoruz

Konuşmadan anlaşılmak, bakılmadan görülmek istiyoruz

Hep alacaklı olalım, borçlu olmayalım istiyoruz.

Oysa bedelini ödemediğimiz şey bizim değil, bir bunu bir de hayata saygısı olmayanların istediklerinin de hayırlı olmayacağını pek bilmiyoruz.

Sevmeyelim, sevsinler

Saymayalım, saysınlar

Görmeyelim, görsünler

Duymayalım, duysunlar

Oysa biz insanız. Evet, isteriz. Arzuyla karılmış mayamız. Lakin her şeyi de istemez ki insan! İstese de bir bedeli olduğunu, bir nihayeti olduğunu, bir saygı gerektirdiğini unutacak kadar mı unuttuk insan olduğumuzu. Ne hayat ne insanlar ne de kader bize borçlu değil.

Neyin bedelini ödedik?

Neye saygı duyduk?

Ancak onları istemeye hakkımız olsa gerek.

Belki de bedelsiz olarak sadece şunu isteyebilirim; bağışlanmak.