Somali’nin başkenti Mogadişu’da önceki gün bomba yüklü araçla gerçekleştirilen terör saldırısında en az 90 kişi hayatını kaybetti ve 125’ten fazla kişi de yaralandı.
Hain saldırıda çok sayıda üniversite öğrencisinin ve bölgede yol yapım çalışmaları yürüten Türk şirketinde görevi iki Türkün de hayatını kaybettiği açıklandı.
Katliamdan farksız saldırıyı her zamanki gibi yine terör örgütü eş-Şebab üstlendi.
Mogadişu’daki saldırının hemen ardından Kayseri’den kalkan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait bir uçakla Somali’ye yaralıların tedavisi için sağlık personeli ve sağlık yardımı gönderildi.
Saldırıyı şiddetle kınayan ve lanetleyen Türkiye’nin tüm imkânlarıyla Somali halkının ve hükümetinin yanında olmaya devam edeceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Mogadişu Recep Tayyip Erdoğan Eğitim ve Araştırma Hastenesi’nde tedavi gören yaralılardan bazıları ilk müdahalenin ardından muhtemelen Türkiye’ye getirilecek ve tedavilerine Türkiye’de devam edilecek.
Bu arada, bir yandan terör saldırısının yaraları sarılırken diğer yandan bu tür saldırıların tekrarlanmaması için mutlaka atılması gereken adımlar var.
Saldırıyı üstlenen eş-Şebab, taşerondan başka bir şey değil.
Mogadişu’da patlayan bomba yüklü araçla Tel Abyad’da patlayan bomba yüklü araç arasındaki tek fark taşeronun kimliği.
Somali, Abu Dhabi-Riyad ekseniyle birlikte hareket etmeyi reddetmesinin ve Türk askerine kucak açmasının bedelini ödüyor.
Terör saldırılarıyla bir yandan Somali cezalandırılırken diğer yandan da Türkiye’ye mesaj veriliyor.
Mogadişu’da patlayan bomba yüklü araçla Tel Abyad’da patlayan bomba yüklü araç arasındaki tek fark taşeronun kimliği.
Türkiye’nin ve Türk askerinin karşısına doğrudan çıkamayan hainler, bomba yüklü araçlarla onlarca masum insanı katlederek hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar.
Mogadişu’da benzer saldırılar – ne yazık ki – sık sık tekrarlanıyor.
Terör örgütünün sürekli aynı yerde ve aynı şekilde eylem gerçekleştirmesi kabul edilebilir bir şey değil.
Somali hükümeti buna karşı mutlaka önlem almalı.
Gücü yetmiyorsa, gereken her türlü desteği Türkiye vermeli.
Menfur saldırıda hayatını kaybedenlerden sadece ikisi değil hepsi bizim canlarımız.
PKK’nın Suriye’deki elebaşı Mazlum Kobani’nin geçenlerde Birleşik Arap Emirlikleri’ni gizlice ziyaret ettiği ve bir çanta dolusu parayla geri döndüğü belirtiliyor.
İşte o paralar Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarıyla terör örgütlerinden arındırılan bölgelerde patlayan bombalı araçlara dönüşüyor.
Somali’deki terör eylemleri için de aynı şey geçerli
Çantalar dolusu paralarla Mogadişu’da bomba yüklü araçların patlamasının ve masum sivillerin katledilmesinin önüne geçmek için taşeron örgütle olduğu kadar ve belki de daha çok o para dolu çantaları gönderip eylem
talimatı verenlerle uğraşmak gerekiyor.
Kuklacının canı yakılarak “korku dengesi” sağlanırsa kuklaların bomba yüklü araçlarla gerçekleştirdiği hain saldırıların büyük oranda önüne geçilir.
Çünkü kuklacı korkaktır.
Gönderdiği parayla patlayan bomba yüklü aracın alevinin kendisini de yakacağını anladığında elindeki parayı sağa-sola kan ve gözyaşı ekmek için kullanmaktan kaçınacaktır.
Aksi takdirde hem Mogadişu’da hem de Kuzey Suriye’de terörden arındırılan bölgelerde – Allah korusun – daha çok bombalı araç patlar.