Mısır halkının özgür iradesiyle seçilmiş meşru cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin Suriye halkının devrimine destek amacıyla Kahire’de düzenlenen konferansta “Lebbeyk yâ Suriye” diyerek başladığı konuşması Mübarek rejimi yanlıları ve daha sonra Abdülfettah El Sisi liderliğinde gerçekleştirilen darbeye destek verenler tarafından eleştirilmişti.

Ateş püskürdükleri Mursi’yi ümmetçilik yapmakla suçladılar.

Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkelerinin desteğiyle Mısır ordusu Mursi’ye darbe yaptı ve Mısır’ın Suriye devrimine desteği de böylece sona erdi.

Mısır ve Suriye, iki güçlü el gibidir ve bu iki elin birbirine kavuşması arada İsrail’in ezilmesi anlamına gelir.

Halk iradesini temsil eden yönetimlerin iktidarda olduğu Mısır ve Suriye, işgal rejimi için kâbustur.

Mursi’nin askeri darbeyle devrilmesinden bu yana Kahire bazen açıkça ve bazen de dolaylı olarak Suriye rejimini destekliyor.

Halep yanarken darbe yanlılarının akıllara ziyan açıklamaları cuntanın Beşşar El Esed yanlısı tavrının yansımasından başka birşey değil.

Mayıs ayı BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanı ve Mısır Daimi Temsilcisi Büyükelçi Amr Abdüllatif, önceki akşam yaptığı açıklamada, Mısır’ın Halep’te yaşanan gelişmeleri görüşmek üzere Güvenlik Konseyi’ni toplatıya davet etmeyeceğini söyledi.

Halep’ta işlenen katliamlar Mısır cuntasının kesinlikle umrunda değil.

Kendisi de katliamcı olduğu için Beşşar El Esed’in Suriye halkını bombalaması Abdülfettah El Sisi ve yandaşlarına göre gayet normal.

Mısır Anayasa Mahkemesi eski başkan yardımcısı Tehani El Cibali’ye göre, Halep’te yaşanan insanlık dramından Müslüman Kardeşler sorumlu.

Suzan Mübarek’in yakın arkadaşı El Cibali’ye göre ayrıca Suriye’de devrim, Baas rejimini değil Suriye devletini yıkmayı hedefliyor ve devrimcilerin arkasında Siyonistler, Amerika, Avrupa Birliği ve “Arap ülkelerine komplo kuran ve daha sonra utanmadan hilafetin ihyasından bahseden” Türkiye var.

Mısırlı bir kadın sanatçı ise daha da ileri giderek ve “Halep en sok tekfirciden ve en son İhvancıdan kurtulduğunda Halep’deki Saad El Cabiri Meydanı’nda saçımı keseceğim” diyerek darbe yanlılarının birçoğuna hakim olan zihniyete ışık tuttu.

Mısır’ı İslam ümmetinin davalarına destek olmaktan ve hatta her türlü denklemden çıkaran zihniyet işte bu.

Amerikalı eski diplomat James F. Jeffrey, “Obama Halep’teki katliamı durdurabilir ama durdurmaz, çünkü durdurmayı istemiyor” diyor.

Obama’nın Rusya’ya, İran’a ve Suriye rejimine katliam için yeşil ışık yaktığını artık herkes biliyor.

Pekii, bu katliamı kim durduracak?

İslam ülkelerinin bir olup Suriye’de akan kanı durdurmaları ve Halep’e yönelik saldırıları önlemeleri, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın veya “İslam Ordusu” denilen askeri ittifakın harekete geçmesi Müslümanların beklentisi.

Fakat bunu Mısır’ın mevcut yönetiminden ve destekçilerinden beklemek gerçekçi bir yaklaşım değil.

Gazeteciler Sendikası’nı basıp iki gazeteciyi gözaltına alan Mısır cuntası, Tiran ve Sanafir adalarının Suudi Arabistan’a satışını eleştiren gazetecileri susturmakla meşgul.

Putin’e özel imal edilmiş kılıç hediye ederek zafer kazanmasını dileyen Bahreyn Kralı, Şarm El Şeyh’te tatilde.

Denize girerek keyif yapıyor.

Mısır’ın ve destekçilerinin Halep için adım atacaklarını düşünmek boş hayal.