Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanlarıyla Libya’ya yaptığı ziyaretin hemen ardından Trablus, Mısır’dan gelen üst düzey bir heyeti konuk etti.
Darbeci savaş baronu Halife Hafter komutasındaki güçlerin “el-Kerâme Operasyonu” adıyla Mayıs 2014’te başlattığı saldırılardan bu yana Kahire’nin Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile bağlantısı yoktu.
Mısır’daki askeri cunta bu süreçte tüm gücüyle Hafter’i desteklemiş ve emekli generalin er ya da geç Libya’nın tamamında kontrolü ele geçireceğine inanmıştı.
Mısır İstibaratı Libya dosyası sorumlusu Eymen Bedii’nin başkanlık ettiği, istihbarattan ve dışişlerinden yetkililerden oluşan heyetin Trablus’ta yaptığı toplantılar hiç şüphesiz Kahire’nin görüş değiştirdiğine işaret ediyor.
Dolayısıyla ziyaret Arap sokağında şu soruyu gündeme getirdi:
Mısır Trablus’un kontrolünü ele geçirmede başarısız olan Hafter’den vazgeçiyor mu?
Bu soruya “Evet” cevabı vermek için henüz erken.
Kahire’nin UMH ile ilişkileri kesmenin yanlış olduğunu anladığı kesin.
Fakat mevcut şartlarda Hafter’den tümüyle vazgeçme gibi bir durumun gündemde olmadığı söylenebilir.
Mısır İstihbaratı Başkanı Abbas Kâmil daha on gün önce Bingazi’de Hafter’le görüştü.
Kahire muhtemelen önümüzdeki süreçte her iki tarafla da ilişkilerini sürdürecek ve Hafter’e desteğini en azından pazarlık kartı olarak elinde tutacak.
Trablus, Hafter’i hiçbir şekilde muhatap almama konusunda kararlı.
Uluslararası toplumun da desteğiyle Libya’da bir çözüm sağlanır ve ülkenin geleceğinde Hafter’e yer olmadığı kesinleşirse Kahire o gün emekli generali terk eder.
Nihayetinde Hafter, Abdülfettah es-Sisi’nin babasının oğlu değil.
Mısır heyetinin ziyaretinin ardından ilk etapta Trablus’taki Mısır Büyükelçiliği’nin yeniden açılması ve Kahire-Trablus uçak seferlerinin başlaması bekleniyor.
Kahire’nin UMH açılımının güvenlik ve askeri olduğu kadar ekonomik boyutu da var.
Mısır, Libya’nın yeniden inşasında denklem dışında kalmak ve vatandaşlarını komşu ülkedeki iş imkânlarından mahrum bırakmak istemiyor.
Trablus-Kahire arasında sağlıklı ilişkiler kurulması ve Mısır’ın bir takım kaygılarının giderilmesi Hafter’in sahne dışına itilmesini kolaylaştırabilir.
Bugünden sonra Kahire için UMH’nın ve imzaladığı anlaşmaların meşruiyetini tartışmaya açmak daha zor olacak.
Mısır’ın Libya politikasındaki değişikliğin birkaç sebebinden bahsedilebilir.
Hafter’in aldığı onca desteğe rağmen bir türlü başarılı olamaması o sebeplerin başında geliyor.
Ayrıca Türkiye’nin güçlü bir şekilde UMH’nın yanında durması ve Trablus’un işgaline izin vermeyeceğini göstermesi dengeleri değiştirdi.
Abdülfettah es-Sisi için “favori diktatörüm” diyen Trump’ın Kasım ayında yapılan seçim yarışını kaybetmesi ve Suudi Arabistan’ın Katar’la ilişkilerini normalleştirme girişimi de Kahire’yi böyle bir açılıma itti.
Çölde zemin oldukça kaygan ve değişkendir.
Akşam kum tepeleri görülen bir bölge gece esen rüzgârla ertesi sabah dümdüz bir alana dönüşebilir.
Ortadoğu’da siyaset ve diplomasi de çöldekine benzer kaygan bir zemine sahip.
O zemin son günlerde oldukça hareketli.
Rüzgârlar dinince nasıl bir şeklin ortaya çıkacağını bekleyip göreceğiz.