Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur, gelecek ay düzenlenecek zirveye hazırlanırken, Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed zirveye kendi ülkesiyle birlikte Türkiye, Pakistan, Endonezya ve Katar’ın katılacağını açıkladı.

Mahathir Muhammed, Temmuz ayında Türkiye’yi ziyareti sırasında İslam ümmetinin yaşadığı sorunlara dikkat çektikten sonra “Bir şeyler yapmalıyız” demiş, Malezya ve Türkiye’nin birlikte çalışarak, aynı zamanda Pakistan’la da iş birliği yaparak bir zamanlar var olan büyük İslam medeniyetini tekrar ayaklandırabileceklerini söylemişti.

Üç ülkenin Endonezya ve Katar’ı da dâhil ederek iş birliğinin kapsamını genişletmeye karar verdiği görülüyor.

Ayrıca Malezya Başbakanı’nın açıklamalarından Kuala Lumpur’da başlatılacak inisiyatife daha sonra başka İslam ülkelerinin de katılabileceği anlaşılıyor.

Mahathir Muhammed, zirvenin İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlara alternatif olmadığını söylese de Kuala Lumpur’da atılacak adım birçok ülkeyi fena halde rahatsız edecek.

Kendisini “İslam dünyasının doğal lideri” gören Suudi Arabistan’ın ve müttefiki Birleşik Arap Emirlikleri’nin Malezya’da toplanacak zirveyi karalamak ve bu önemli girişimi akamete uğratmak için ellerinden geleni yapacaklarına emin olabilirsiniz.

Hatta Kral Selman’ın önümüzdeki günlerde Mekke’de veya Cidde’de daha geniş katılımlı bir “karşı zirve” çağrısında bulunduğunu duyarsanız şaşırmayın.

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Ağustos 2012’de üyeliği askıya alınan Suriye’yle birlikte 57 üyesi var.

Fakat üye ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar öylesine derin ki İslam ümmetinin en önemli sorunlarıyla ilgili dahi ortak hareket edebilmeleri imkânsız.

İsrail’le ilişkilerini geliştirmek için can atan ve en büyük düşmanı olarak Türkiye’yi gören ülkelerle, daha doğrusu o ülkelerin yönetimlerine çöreklenen rejimlerle birlikte adım atmak oldukça zor.

İslam İşbirliği Teşkilatı gibi hantal bir yapıdan İslam ümmeti için adım atmasını beklemek yerine ortak değerleri ve kaygıları paylaşan üç-beş ülkenin birlikte hareket etmesi çok daha mantıklı.

Mahathir Muhammed’in çağrısıyla başlatılan bu inisiyatife ileride daha başka ülkelerin katılımı konusunda da dikkatli olmak gerekiyor.

Ülke sayısı arttıkça ortak karar almak zorlaşır.

Ayrıca bazı ülkelerin “içeriden baltalamak” için girişime katılmak isteyebilecekleri de göz önünde bulundurulmalı.

Kuala Lumpur’daki zirveye katılacak beş ülke İslam dünyasının önde gelen ve büyük potansiyellere sahip ülkelerinden.

Enerji, teknoloji ve silah sanayi başta olmak üzere birçok alanda önemli projelere imza atabilirler.

Terörle ve İslamofobia’yla mücadele, Filistin ve Kudüs, Keşmir ve Doğu Akdeniz gibi konularda ortak tavır benimseyebilirler.

Dünyanın dört bir yanında yaşayan Müslümanların birçoğunun gözü ve kulağı 18-21 Aralık’ta Malezya’da düzenlenecek zirvede olacak.

Arap sokağında “Mini İslam Zirvesi” olarak adlandırılan Kuala Lumpur Zirvesi’nden kâğıt üzerinde kalacak açıklamalar ve kınamalar değil hem katılımcı ülkelerin hem de İslam ümmetinin yararına olacak somut kararlar çıkmasını temenni ediyoruz.