Konuşması, fikriyatı, duruşu;

Solcu gibi…

Kemalist gibi…

Kürtçü gibi…

Alevici gibi…

Muhafazakâr gibi…

Milliyetçi gibi…

Ama aslında; Amerikancı.

Maske takmayı, rol yapmayı meslek haline getirmiş.

Bu bukalemun tipler; şurada-burada, sosyal medyada asıp kesiyor.

Ama resmin bütününe baktığınızda tüm söylemleri, yerleşik Amerikan düzeninin işine gelen şeyler oluyor.

Her şeye ama her şeye laf yetiştiren bu kişiliksiz kimlikler;

Diplomasiden,

ABD ziyaretinden,

Trump ile görüşülmesinden,

Suriye’deki terörle mücadele faaliyetlerinden,

Milli Suriye Ordusu’nun TSK ile birlikte saf tutmasından,

Askerin “İslam” demesinden,

Doğu Akdeniz’deki gemilerimizden,

Ülkenin kalkınmasından,

Savunma sanayiinin gelişmesinden,

SİHA’lardan,

Çevre çalışmalarından,

Fidan dikiminden,

Diyanet’in aileyi önemseyen kamu spotlarından,

İmamların hutbelerinden,

İmam Hatiplerin başarısından,

RAHATSIZ

İşte o nedenle son gelişme üzerinden gidersek; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti gündemi içinde kazanımların üstünü örtüp, çarpıttıkları konuları dillerine doluyorlar.

Graham’ın oturuşuna,

Çavuşoğlu’nun duruşuna takılıp kalıyorlar.

Takılmak zorundalar…

Çünkü ABD ziyaretinde edinilmiş kazanımları kabul edecek ve takdir edecek kadar milli duyguları yok. Ruhları satılmış, zihinleri göçmüş bu tipler ancak ABD’nin menfaatini kollarlar.

İçlerinde zerre miktarı milli duyguları olan; bu ziyarette canlı verilen basın toplantısında tüm dünyaya duyurulan Türkiye’nin tezlerine azıcık da olsa sevinebilirdi.

Yaptırımların engellenmesine,

Ermeni tasarısının bloke edilmesine mutlu olabilirdi.