Son dönemlerde ekonomideki kimi istatistiklere dikkat kesilmek ekonomik gidişatımızın nasıl olduğunun anlaşılabilmesi açısından büyük bir öneme haizdir.
İçinde bulunduğumuz yılı bir önceki yıl ile karşılaştırmak veya daha önceki yıllarla karşılaştırmak bugünün nasıl olduğunun tam anlamıyla öğrenilebilmesi noktasında üzerinde durulması gereken bir konudur.
Geçen yıl kolay değildi ekonomi için ama bu yıl da hiç kolay gitmiyor ve yıl sonuna kadar da istatistikleri yakından değerlendirdiğimizde zorlu yokuşlar bizleri bekliyor gibi duruyor.
2024’te devam eden ekonomideki yavaşlamanın yanında, üretim ve hizmet sektörlerindeki ciddi maliyet artışlarına eklenen finansmana erişim problemi de şirketleri konkordatoya başvurmaya zorluyor.
Başvuruların artışına baktığımızda; gerçekten finansal anlamda zor durumda karşı karşıya kalmak mı şirketleri bu yola sokuyor yoksa kurumlar konkordatoyu bir kalkan gibi değerlendirerek kendi lehlerine kullanma yoluna mı giriyorlar sorusu finansçıların son dönemde kafasını meşgul eden ciddi bir soru niteliğindedir.
Bu noktada konkordato istatistiklerine bakıldığında durumun çok da iç açıcı olmadığı gözler önüne seriliyor.
Pandeminin etkili olduğu 2020 yılında Türkiye’de konkordato ilan eden şirket sayısı 419, 2021 yılında 454, 2022 yılında ise 404 olarak gerçekleşmiştir.
Pandeminin ortadan kalktığı 2023 yılında ülkemizde konkordatosuna onay verilen şirket sayısı 519 olmuştur.
Bunların yanında 2024 yılının ilk beş ayında ise 419 şirketin konkordatosu onaylanmıştır ki bu rakamlara bakıldığında 2024 yılının sonunda ülkemizde konkordatoya giden şirket sayısı binin üzerine çıkmış olacaktır.
Rakam hem çok üzücü hem de çok ama çok korkutucu boyuttadır. Rakamların böyle seyretmesi ile ekonomide ciddi bir zincirleme etki ortaya çıkarak konkordato ile uzaktan yakından ilgisi olmayan birçok şirket de bu durumdan olumsuz etkilenecektir.
2024 ocak-mayıs döneminde konkordatosuna onay verilmiş şirketlerin sektörlerine baktığımızda ilk sırayı tekstil, ikinci sırayı inşaat, üçüncü sırayı ise mobilya sektörlerinin aldığını görmekteyiz.
Ayrıca aynı dönemde konkordatoya başvuru yapan fakat başvurusu reddedilen şirket sayısı ise 233 olmuştur.
Diğer taraftan bu yılın ilk beş ayında iflas kararı verilen şirket sayısı 44 iken 2023 yılının tamamında bu sayı 65 idi. Eğer oran bu şekilde devam ederse 2024 yılında 100’ün üzerinde şirkete iflas kararı verilmesi büyük bir olasılıktır.
Sayıların bu kadar yüksek olmasındaki en büyük etkenlerden birisi mahkemelerin teknik incelemeleri çok derinlemesine yapmadan hızlıca konkordato kararı vermeleridir. Bu açıdan baktığımızda mahkemelerin daha iyi bir inceleme yapması büyük bir zorunluluktur.
Eğer bu şekilde yapılmazsa piyasa mekanizması son derece hızlı bir şekilde bozulacak ve güven unsuru tamamen ortadan kalkacaktır.
Aynı zamanda da konkordatonun ciddi bir suistimal durumuna gelmesi söz konusu olacaktır ki bu arzu edilen bir şey değildir.
Piyasada etkin bir inceleme yapılarak konkordatoların kabul edilmesi yoluna gidilmeli ve güven sorunu tamamen ortadan kaldırılmalıdır.
Konkordatonun yanında kapanan şirket sayılarındaki artışlar da dikkatlerden kaçmamalıdır.
Öyle ki bu yılın ilk dört ayında 2023 yılının ilk dört ayına oranla kapanan şirket sayısında yaklaşık yüzde 27’lik bir artış yaşanmıştır.
Diğer taraftan kurulan şirket sayısı ise bu yılın ilk dört ayında, 2023 yılının ilk dört ayına oranla yaklaşık yüzde 19 oranında bir azalma yaşamıştır.
Tüm bunların yanında karşılıksız çek oranlarındaki artış da oldukça ürkütücü boyuttadır.
Problemlerin tamamının çözümü için gerekli reçetelerin ortaya konulması ve uygulanması ülkemiz ekonomisi için çok ama çok elzemdir.