Kim çizdi seni? Bilim Hazinesi neydi? 

Bilmek mühim…

Bilgiye sahip olmak, hayati derecede önemli… 

Bilginin güç olduğu savının geçerliliğini koruduğu fekat bilmek denen olgunun gittikçe sıradanlaştığı, sığlaştığı ve insanın epistemolojik olarak sağırlaştığı bir dönemdeyiz.

Bilim, ilim merkezlidir. Faydacı değil yardımcıdır. İlim sahibi, patent alıp para kazanmanın değil, keşfedip insanlığa yararlı olmanın peşindedir.

İlim namına bilimin pazarlandığı, alim sıfatını kullanan bilim adamlarının ilimi bilime sattığı hakikati acı veriyor.

Bildiklerimizi insanlığın faydası için kullanmakla, belli zümrelerin ve şahısların kazancı için kullanmak… Bütün fark bu…

Meselenin insani ve irfani boyutunu böyle çizdiğimizde, eser üretimi hususunun neden sorunlu olduğunu da anlıyoruz sanırım.

Temel sorun zihniyet…

İşte bu çerçevede…

Tam da bundandır ötürü… 

Başarılı ve zihni düzgün çabaların da takdir edilmesi gerekiyor. Malumunuz; marifet iltifata tâbi…

Kadim geleceğimiz ve medeniyet tasavvurumuzun bugüne yansıyan göstergesi olarak müslüman ilim adamlarının mebcudiyeti, zamane insanlarına hatırlatılması gereken başlıca konulardan. Tam da yukarıda bahsettiğim minvalde, zihin yapısının oluşumu, tarih ve tarif bilinciyle bağlamalı.

Müslüman ilim adamı dendiğinde akla gelen bazılarının dışında, modern bilimin atası olan keşiflere imza atan isim sayısı o kadar fazla ki…

Misal, bu sayfada daha önce de defaatle mevzu etmeye çalıştığım İbni Heysem. Optik ilminin kurucusu. 960’larda doğuyor. Nasıl bir zamanda ne denli zamanını aşan bir keşif yolculuğunda olduğunu varın siz düşünün. Fotoğraf ve sinemanın başlangıç noktası ya da temel dinamiklerinden olan ‘karanlık oda’yı ilk bulan şahıs. Gözün çalışma sistematiğinin, kendisinden yüzyıllar sonra fark edecek Batılıların, o dönemde bildiklerinin tamamen dışında olduğunu ispat eder. Sinemanın doğuşunu tam da bu yüzden İbni Heysem’e götürürüm. Haliyle, sinemanın İslami bit sanat olma yorumuna da kapı aralanabilir.

Neyse, bu mevzu (İslami sanat) fazlasıyla tartışmalı, dönelim konumuza…

İbni Heysem gibi birçok b/ilim adamı var ki, sanayi devrimime giden yolu açmıştır.

Cezeri, Cabir bin Hayyam, El Harezmi, Fergani ve daha niceleri…

Bu mühim isimleri ele alıp anlatma çabasının kıymeti malum. İşte bu, Diyanet Tv tarafından yapıldı. Bilim Hazinesi isimli bir çizgi dizi ile ekrana getirildi. Geçen senenin en güzel çalışmalarından biriydi. Hem mahiyeti hem de içerik ve teknik başarısı dikkate değerdi.

Bu çizgi dizinin bölümlerine internetten ulaşmak mümkün.

Kadim medeniyetimizin önemli isimlerinin Diyanet Tv’de bu şekilde ekrana getirilmesi takdire şayan.

Dukka Medya’nın hazırladığı çizgi dizinin senarist ve yapımcısı Suat Emuce. Uzun senelerdir çabasına şahit olduğum kıymetli bir kardeşim (Bu yazı ‘tanıdık’ torpili değil. İşin izlediğinizde anlarsınız). Yapımcı ise Ömer Faruk Yazıcı.

Çocukların gözünden, yetişkinlerin de ilgisini çekecek şekilde hazırlanan Bilim Hazinesi, uzun metraj çizgi film olup beyazperdeye çıkacak bir iş. Sinemanın kodları göz önünde bulundurulup hazırlandığı takdirde ciddi bir açığı kapatacak filmler kervanına katılabilir.

Çizgi filmin, çocukları alıp yetişkinler için de eğlenece ve referans kaynağı olduğu dönemimizde, hayal gücünün büyüye, sihire, doğa üstü güce ‘indirgendiği’ algı dünyamızda, bu işlere soyunacak herkese omuz vermek gerek.

Politika üreticilerin bunu son dönemde ciddi şekilde masaya yatırdığını görüyoruz. Çeşitli fonlarla kıymetli eserlerin yolu açılıyor.

Gerisi üreticilere kalmış…

Artık üretme zamanı…