Türkiye’de siyaset yapan bir partinin genel başkanı Türkiye’nin “yerli” ve “milli silahlar” üretmesinden neden rahatsız olur? Bu soruyu hiç düşündünüz mü? Kestirmeden gidelim…

Bu politikacı, “yerli” ve “milli” değildir. Bu kişi, dünya silah baronlarının “tetikçisidir.”Bu zat, batılı silah fabrikalarının Türkiye distribütörüdür.Bu adam, Türkiye’nin terör örgütlerine karşı yürüttüğü operasyonlara karşıdır.Bu zavallı, savunma sanayinde batı ülkelerine bağımlı kalmamızı istemektedir. Bu çaresiz, Türkiye’nin alın terinin batılı silah tüccarlarına peşkeş çekilmesini istemektedir…

Bu listeyi uzatmak mümkün ancak işin temelindeki gerçekler bunlardır…

TÜRKİYE’YE DÜŞMAN EMPERYALİSTE UŞAK OLMAK

AK Parti iktidara geldikten sonra “yerli” ve “milli” silah sanayinin gelişimine çok büyük önem vermiştir. AK Parti öncesi ve bugün geldiğimiz durumu gösteren rakamları yazıp başınızı ağrıtmak istemiyorum.

Ancak burada bazı önemli noktalara dikkatinizi çekmek istiyorum. Türkiye şu anda savunma sanayinde ihtiyaçlarını %70 oranında “yerli” ve “milli” üretimle karşılıyor. Bu oran eskiden %20 düzeyindeydi. Dünya silah sanayi devleri arasında iki şirketimiz var.

Savunma sanayinde yaptığımız ihracat artık milyar dolarlarla ifade ediliyor. İthalatımız her geçen gün düşüyor. Bu veriler, her Türk vatandaşını ve siyaset yapan her parti genel başkanını sevindirecek gelişmelerdir.

Ancak nedense bu gelişmelerden CHP ve Kılıçdaroğlu rahatsız oluyor. Daha önce Sezgin Tanrıkulu üzerinden savunma sanayimize saldıran CHP’de artık bizzat genel başkan bu kutlu (!) görevi devralmış görünüyor. Tank Palet fabrikası üzerinden her grup toplantısında hükümete saldırıyor. Uzatılan her mikrofona bu konuda yalanlar söylüyor.

DIŞARDAN ALINCA SORUN YOK ÜRETİNCE ÇAMUR AT

Kılıçdaroğlu, Tank Palet Fabrikası’nın işletmesini devralan BMC ve Katar’a düşmanlık yapıyor. İşletme “yerli” ve “milli” olan BMC ile dost ülke Katar’a değil de Koç’a ve İsrail’e verilseydi bu eleştirileri yapmazdı…

İHA ve SİHA’ları Baykar’dan değil de İsrail ve ABD’den alsaydık Kılıçdaroğlu’ndan en ufak bir eleştiri gelmezdi. 250 milyon dolara 10 adet HERON aldığımız İsrail’e “Türk savunma sanayiini ele geçirmek istiyorlar” demeyen Kılıçdaroğlu, 10 adet İHA’yı 39 milyon dolara “yerli” ve “milli” olan Baykar’dan aldığımızda kıyameti koparıyor!

Bir ülkenin varlığını, güvenliğini, ekonomisini, bağımsızlığını hayati derecede etkileyen bir konuda bu kadar alçakça bir saldırıda bulunmak kabul edilebilir gibi değil. Bunu yapanların Türkiye dostu olduğuna inanmak aptallıktır.

Savunma sanayi konusunda kendilerine bağlı kalmamızı istemeleri, yüksek rakamlarla Türkiye’ye silah satıp bizi soymaları ABD, İsrail, Fransa, Almanya’nın arzusu olabilir. Ama Türkiye’nin menfaatlerini savunmak yerine emperyalist kan emici silah tüccarlarını savunmak Kılıçdaroğlu’nun hakkı da haddi de değildir.

Geliştirdiğimiz silahlarla daha özgür, tam bağımsız, güçlü ve lider bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. CHP ve başındaki zat her zaman olduğu gibi bu yürüyüşü durdurmak için kellesini masaya koymuş durumda.

Yalnız dikkat etsin silahla şaka olmaz. Allah korusun “büyük şeytan” dolduruverir!