Nurullah Mısıroğlu
Kıymetli Diriliş Postası okuyucuları, bugünden itibaren sizlere bir hafta boyunca CHP’nin kara mâzisinden bahsedeceğim. Bugün birinci yazımıza bismillah diyerek başlıyorum inşaallah.
Yakın tarihimiz incelendiğinde CHP zihniyetinin kuruluş vetiresinden bu yana dîn-i mübîn-i İslâm ile bir savaş içerisinde olduğunu görmeyen yoktur herhalde. Bunu görmenin en sarih (açık) yolu, o dönemin idârî kadrolarının ağzından çıkan sözlerden geçer.
-Dâhiliye Vekili Şükrü Kaya (Muğla): Her dinin kavaidi esasiyesi herkesin malumudur. Dinler işlerini bitirmiş, vazifeleri tükenmiş, yeniden uzviyet ve hayatiyet bulamayan müesseselerdir.(1)
-Başbakan Recep Peker: Muhterem arkadaşlarım; din telâkkisini suiistimal ederek, vicdan ile Allah arasındaki irtibatını hududu dışına çıkararak dünyevî âleme de onun tesirini ikâ etmek istiyenler, cemiyet hayatına zehir katan insanlardır.(2)
-Başbakan Recep Peker: Arkadaşlar, bu konudaki sözümü pek çok uzatmak istemiyorum. Yalnız şu noktayı ehemmiyetle arzedeyim ki, komünizm denen bir içtimai zehirden bünyeyi korumak için onun yanında yavaş yavaş genişleyecek bir şeriat hayatının ikamesi ihtimalini bir tedbir diye düşünmek aşağı yukarı bir öldürücü zehrin lâakal onun kadar öldürücü olan başka bir zehirle tedavi edileceğini zannetmekten ibarettir. Biz meşrutiyetteki İttihadı Muhammedi’nin bu memleketteki hayat yıkıcı tesirlerini görmüş insanlar değil miyiz?(3)
-Türkiye Cumhuriyetini 8. Başbakanı, Türk Tarih Kurumu Başkanı Şemsettin Günaltay: Peygamberler daha ziyade avamın psikolojisini sezen, halka hitap emeği, ruhlara hâkim olmayı bilen, kuvve-i muhayyeleleri vâsi insanlardır. Peygamberler, halkı istedikleri yola götürebilmek için, onlara hakikati değil, ruhlarını okşıyacak ve teshir edecek umuru mütahayyeleyi telkin ederler. Allah’a, ahrete, haşre, meleklere, cennet ve cehenneme dair olan bu şeyler, hakiki ve nefselemre muvafık değillerdir.(4)
Şemsettin Günaltay ayrıca Meclis’te bakın ne demiş: “Bu memlekette artık bir daha tekke ve türbeler hortlayamaz.”(5)
Cenâb-ı Hak, “Biliniz ki, Allah, iman edenleri koruyacaktır; çünkü Allah, hain ve nankör olanları sevmez” buyuruyor Kuran-ı Kerim’de (Hacc, 38).
Şemsettin Günaltay ya da M. Kemal şimdi Fatih Çarşamba’yı görseler, acaba ne derlerdi?!
–Şeref Aykut (Edirne Saylavı[6]): Şimdi yaşamak dini, yarın ahrette nimet bulmak hurâfesini yıkmıştır. Tapılan görünmiyen değil, görünen hakikattir.(7)
Şaşırdınız, sinirlendiniz değil mi?
Yalnız şunu söyleyeyim, bu zihniyet eskide kaldı, şu an öyle bir CHP yok düşüncesine kapılmayın sakın. Şu an bunları söyleyememelerinin sebebi eski ceberruti güçleri olmadığı içindir. Nitekim “Ben seyyidim” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, Siyer dersinin, yani Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hayatının anlatıldığı dersin iptali için mahkemeye müracaat ediyor. Sizce de seyyid olan birisi için tuhaf bir hareket değil mi bu? Neyse bu mevzuu da ilerleyen zamanlarda daha geniş bir şekilde anlatmaya çalışırız inşaallah.
Daha tafsilatlı malumat edinmek isteyenler şu eserleri okuyabilirler:
-Beyaz Türklerin Günah Defteri / Marcel Yayınları
-CHP’nin Günah Galerisinden Sayfalar / Sebil Yayınevi
-CHP Dosyası / Umran Yayınları
(1) TBMM Zabıt Ceridesi, İ: 11 3-12-1934 C: 1, 77
(2) TBMM Tutanak Dergisi, 8. Dönem, Cilt 3, 24. XII. 1964
(3) TBMM Zabıt Ceridesi, Ictima 22, cild 3, 24.12.1946, sayfa 445 ve devamı.
(4) Birinci Tür Tarih Kurumu Kongresi, Konferans Müzakere Zabıtları, s. 301
(5) Akşam Gazetesi, 16 Şubat 1949
(6) Saylav: Milletvekili, Mebus
(7) Şeref Aykut, Kamâlizm C.H. Parti Programının İzahı, İstanbul Muallim Ahmet Halit Kitap Evi, 1936, s. 44.