İstanbul günlerce orta ve küçük şiddette depremlerle sarsıldı. Allah, beterinden korusun. Uzmanlar, bu sarsıntıların “Büyük İstanbul depreminin” habercisi olduğunu söylüyorlar…
Devlet ve millet olarak zor zamanlara hazırlıklı olmalıyız. İstanbul’u vuracak bir deprem tüm Türkiye’yi maddi/manevi olarak ciddi şekilde etkiler. Birileri hariç herkes kapımıza dayanan büyük tehlikenin farkında…
Öncelikle devletin alması gereken tedbirler var. Üzerinde çalışılması gereken konular var. Cumhurbaşkanından tutun mahalle muhtarına kadar herkes yetkisi dahilinde üzerine düşeni yapıyor. Birileri hariç herkes işin bir ucundan tutmak için çırpınıyor…
Ancak görevi ve yetkisi olmasına rağmen üzerine düşeni yapmayan, hatta görev ve sorumluklarından kaçanlar da var. Bunların başında da depremden oy çıkarma telaşına düşmüş “zavallı” CHP, felaket ve ölümlerden iktidarı sorumlu tutmak için ellerini ovuşturarak bekleyen “çapsız” Kemal ile “zam ve yalan şampiyonu şovmen” başkan Ekrem geliyor…
SEL VURUNCA BODRUM’DA, DEPREM YIKINCA GEZİDE, TOPLANTI OLUNCA FİRARDA
İstanbul iki büyük tehdit altında. Bunlardan birinin deprem olduğunu biliyoruz. Ama diğer tehdit ve tehlikeyi hala anlamamış olanlar var. İstanbul’un başındaki ikinci büyük tehlikenin adı Ekrem İmamoğlu’dur…
İstanbul’un anlamını, önemini, büyüklüğünü, değerini tüm Türkiye biliyor. Bir tek şehrin hizmetlerinin emanet edildiği belediye başkanı bilmiyor. Belediye başkanının İstanbul’dan haberi yok. Tüm iç/dış terör örgütleri ve siyasi ayaklarının iş birliği ve desteğiyle başkan seçilen Ekrem’e birisi “milletin hizmet beklediğini” söylesin artık…
İstanbul’un en zor zamanlarında Ekrem ortada yok. İstanbul’u sel alıyor Ekrem Bodrum’da tatilde. İstanbul’u deprem vuruyor. Ekrem efendi eski arkadaşlarıyla okul ziyaretinde. Kılıçdaroğlu, Ekrem’i görevini yapmaya davet edeceğine, “Ekrem İstanbul’a aşık” sözüyle milletin korku ve endişeleriyle adeta dalga geçiyor…
İSTANBUL’U DEPREM DEĞİL, EKREM’İN VURDUMDUYMAZLIĞI YIKACAK
Ekrem zor zamanlarda ortadan kaybolmakla sorumluluktan kaçacağını zannediyorsa yanılıyor. İstanbul dünyanın gözbebeği bir şehir. Türkiye nüfusunun 5’te birinin yaşadığı, ülke ekonomisinin %70’inin döndüğü bir dünya şehri. Hayatın 25 saat, 8 gün yaşandığı bir dünya şehri. Kapasitesiz, liyakatsiz, kariyersiz bir şovmenin, etrafa gülücükler saçan pişmiş bir kellenin yönetebileceği bir şehir değil…
“Her şey çok güzel olacak demekle” hiçbir şey güzel olmuyor. Bari “yalanlarına” inanıp sana oy verenlerden utan diyeceğim ama yine sırıtıp, “ama yapma”, “ama küserim” “yap gözün seveyim” pişkinliğine vurup yağ gibi üste çıkacağını da biliyorum.
Deprem gibi sonuçları yıkıcı bir tehlike İstanbul’un kapısını çalıyor şehrin başındaki Ekrem, “beni toplantıya çağırmadılar” yalanıyla devlete, millete ve İstanbul’a operasyon çekmekle meşgul. Teröre destek vermekle suçlanan HDP’lileri Diyarbakır’a kadar gidip ziyaret ederken seni davet mi ettiler?
Yaşanan deprem karşısında Ekrem’in yaptıkları büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. İstanbul’da halk depremde ölmemek için parklarda yatıyor. Önlem alması gereken Başkan Ekrem, Fransa’da Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’nın mezarlarını ziyaret ediyor. İstanbul’u deprem değil, Ekrem’in almadığı önlemler yıkacak…
Tehlikenin farkında mısın İstanbul?