Önceki gün çok önemli bir zirveye daha ev sahipliği yapan İstanbul, sadece bölgemizi değil tüm dünyayı ilgilendiren kararların alındığı bir kent olma yolunda.
Geçmişte imparatorluklara başkentlik yapan İstanbul, coğrafi konumunun yanında siyasi, tarihi ve kültürel geçmişiyle böyle bir rol üstlenmeye hazır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Vahdettin Köşkü’nde gerçekleştirdiği Suriye konulu dörtlü zirve dünyanın gözünü bir kez daha İstanbul’a çevirdi.
Tarihi zirvede alınan kararların sahaya yansımalarını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
İstanbul Mutabakatı, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini korumaya yönelik ciddi bir adım.
Komşuda akan kanın bir an önce durdurulmasını hedefleyen bir yol haritası.
En önemli sonucu da şu:
Suriye’nin geleceğine Suriye halkı karar verecek.
Gerek Türkiye, Rusya ve İran’ın gerçekleştirdiği üçlü zirveler ve gerekse İstanbul’da düzenlenen dörtlü zirve Arap ülkeleri tarafından “uzaktan” seyredildi.
Arap gözlemcilerden birçoğunun söylediği şu:
“Orada bir Arap ülkesinin kaderi hakkında kararlar alınıyor fakat masada hiçbir Arap ülkesi yok.”
Araplar için bu gerçekten üzücü bir durum.
Fakat kimseyi suçlamaya hakları yok.
Çünkü bu durumun bir numaralı sorumlusu bizzat kendileri.
Halklarını düşman görüp koltuklarını koruyabilmek için ülkelerinin zenginliklerini başkalarına peşkeş çekenlerin ciddiye alınmaması gayet normal.
Kuklacı varken kuklayla kim muhatap olur?!
Beşşar El-Esed İran’dan ve Rusya’dan getirdiği askerlerle Arapları katlederken sessiz kalanların rol kapmak için aniden Suriye’nin Arap ülkesi olduğunu hatırlamalarının bir yararı yok.
Ayrıca Türkiye o masada sadece kendi halkını değil Suriye halkını ve özgür dünyanın vicdanını temsil ediyor.
İstanbul, İslam coğrafyasının dört bir yanında zulme uğrayanların kaçıp sığındığı kentlerin başında geliyor.
Müslümanların davalarını ve sorunlarını ilgilendiren konularda düzenlenen etkinliklerin birçoğu İstanbul’da yapılıyor.
Ankara Türkiye’nin coğrafi sınırlarının resmi başkentiyse İstanbul da o sınırların çok daha ötesinde olan gönül coğrafyamızın manevi başkenti.
İslam dünyasının karar merkezi olmaya en layık kent.
İstanbul bugün yeni havaalanının açılışıyla küresel konumunu güçlendiriyor.
Ülkemize ve tüm dünyaya hayırlı olsun.
Açılışa çeşitli ülkelerden birçok lider katılacak.
Yeni havaalanı hiç şüphesiz Türkiye’nin yüz akı projelerinden biri.
Geçmişte Kahire Arap dünyasının başkenti kabul edilirdi.
Darbecilerin elinde son dönemde bu niteliğini büyük oranda kaybetti.
Suudi Arabistan- Birleşik Arap Emirlikleri ekseni bir süredir Arap karar merkezinin Riyad olduğu propagandasını yapıyordu.
Cemal Kaşıkçı cinayetinde suçüstü yakalanan Suudi Arabistan, bugünlerde trol ordusuyla “Es-Suudiyye El-Uzma” (En Büyük Suudi Arabistan) etiketi altında halkına gaz veriyor.
Bot hesaplarla bir etiketi Twitter’ın trend topic listesinde birinci sıraya yükseltmekle süper güç olunsaydı şüphesiz bu unvanı hak ederlerdi.
Arap dünyasının başkentinin neresi olacağı bizi çok ilgilendirmez.
Biz İstanbul’la İslam dünyasının ve hatta tüm insanlığın başkenti olmaya talibiz.
Bu hedefe ulaşmak için de sanal dünyada sahte zaferler peşinde koşmak yerine gerçek dünyada dev projeleri birer ikişer hayata geçirerek kararlı adımlarla ilerliyoruz.