İsrail’de Etiyopya asıllı bir gencin polis kurşunuyla hayatını kaybetmesi üzerine başlayan protesto gösterileri devam ediyor.

Göstericiler, polis şiddetine ve ayrımcılığa tepkilerini ifade ederken, zaman zaman Arapça tekbir getirip İngilizce “Yaşasın Filistin” ve “Özgür Filistin” şeklinde sloganlar atıyor.

Otomobil lastikleri yakarak caddeleri trafiğe kapatan ve polis araçlarını deviren, polislere taşlarla ve cam şişelerle saldıran öfkeli gençlerin “siyahî intifada” görüntüsü veren eylemleri, İsrail’in ırkçı yüzünü bir kez daha deşifre etti.

Filistinlileri hedef alan ırkçı politikalar ve saldırılar işgalcilerin ırkçılığını ispat için yeterli olsa da Etiyopya asıllı Yahudilerin maruz kaldıkları ayrımcılık, “Ortadoğu’nun en demokratik ülkesi” denilerek pazarlanan İsrail’e hâkim olan ırkçılığın bir başka yönünü gösterdi.

Avrupa’dan göç eden Aşkenaz Yahudileri İsrail’de birinci sınıf muameleye tâbi tutulurken, Etiyopya’dan getirilen Falaşalar ikinci sınıf olarak görülüyor.

Uğradıkları ayrımcılığın başlıca sebebi, Afrika kökenli olmaları ve ten renkleri.

İsrail’deki de facto statüleri, “beyaz adama hizmet etmekle yükümlü köleler”.

Büyük hayallerle geldikleri işgal altındaki Filistin topraklarında kendilerine vaat edilen cenneti bulamamanın şokunu yaşıyorlar.

Söz konusu hayal kırıklığının üzerine bir de dindaşlarının kötü muamelesi ve maruz kaldıkları ayrımcılık eklenince sosyal patlama kaçınılmaz oluyor.

Yaklaşık 150 bin Etiyopya asıllı Yahudi’nin yaşadığı İsrail’de daha önce de benzer protesto gösterileri düzenlenmişti.

Dolayısıyla İsrail’deki çatışma tek bir olayın değil köklü bir sorunun ürünü.

O sorun da işgalcilerin ırkçılığından başka bir şey değil.

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin El-Kassam Tugayları, önceki gün yaptığı açıklamayla İsrail’deki hükümetin Etiyopya asıllı Yahudilere değer vermediğini gözler önüne serdi.

El-Kassam Tugayları, Gazze Şeridi’nde dört İsrail askerini esir tutuyor.

O askerlerden biri de Etiyopya asıllı Avraham Mengistu.

Netanyahu hükümeti, esir askerlerin serbest bırakılmasını sağlamak için bugüne kadar çeşitli girişimlerde bulundu.

El-Kassam Tugayları’nın açıklamasından İsrail’in arabulucular vasıtasıyla gerçekleştirilen görüşmelerde Avraham Mengistu’yu hiç sormadığını ve olası esir takası anlaşmasına dâhil etmediğini öğreniyoruz.

Bu, İsrail’in siyahî askere diğer beyaz askerler kadar ve hatta hiç değer vermediğini gösteriyor.

Üç yıl önce Netanyahu’nun esir askerler sorunuyla ilgilenen temsilcisi Lior Lotan’ın, Avraham Mengistu’nun ailesini, “İsrail’i değil, Hamas’ı eleştirin” diyerek tehdit ettiği ortaya çıkmıştı.

Aileyle yaptığı görüşmenin ses kayıtları yayınlanan Lotan özür dilemek zorunda kaldı.

Netanyahu’nun temsilcisi kamuoyundan gelen tepkiler sebebiyle o gün geri adım atmış olsa da İsrail’deki ırkçı zihniyet ve Etiyopya asıllı Yahudilere uygulanan ayrımcılık değişmiş değil.

El-Kassam Tugayları da Avraham Mengistu ile ilgili açıklamasıyla İsrail sokaklarındaki yangına adeta benzin döktü.

Etiyopya asıllı askerin ailesinin ve öfkeli Falaşa gençlerinin bu açıklamaya nasıl tepki vereceğini bekleyip göreceğiz.