Türkiye 15 Temmuz 2016’da hain bir darbe girişimiyle karşı karşıya kalırken bir yandan da tarihinin en büyük kahramanlıklarından birine şahitlik ediyordu.
Özgür iradesine sahip çıkan halk tankların karşısında dimdik durarak darbecileri püskürtmüştü.
O gece onlarca şehit verildi.
Çok sayıda vatandaşımız yaralandı.
Ülkenin dört bir yanında halk yeni bir darbe girişimi ihtimaline karşı meydanlarda günlerce nöbet bekledi.
Türk halkı destansı bir mücadeleyle ülkeyi darbecilerden ve daha doğrusu darbe görüntüsü altında gerçekleştirilecek bir işgalden kurtarmıştı.
Meğer gözümüzle gördüğümüz ve bizzat kendimiz yaşadığımız bu olaylar gerçek değilmiş.
Türkiye’yi darbeden İran kurtarmış ve İran’ın bu “büyük yardımı” ile darbeden kurtulan Türkiye daha sonra nankörlük yaparak İran’a cephe almış.
Böyle diyor İranlılar…
İran Tesnim Haber Ajansı pazar günü bu düşünceyi yansıtan bir karikatür yayınladı.
Karikatürün ilk karesinde şöyle bir manzara var:
Darbe yazılı çukura düşen kırmızı elbiseli bir kişi.
Ay yıldızlı bir fes giyen o kişiyi yeşil elbiseli bir başka kişi elinden çekerek kurtarmaya çalışıyor ve o kişinin üzerinde de İran yazıyor.
İkinci karede ise Türkiye’yi temsil eden fesli kişi çukurdan çıkar çıkmaz kendisini kurtaran kişiye arkasını dönerek, “İran’ın bölgedeki politikaları mezhepçi” diyor.
Artık ne yiyor ne içiyorlarsa demek ki oradan bakınca Türkiye’yi darbeden kendilerinin kurtardıklarını zannetmelerine neden olacak halüsinasyonlar görüyorlar.
İnsan gerçekten hayret ediyor.
İran’ın Türkiye’yi darbeden kurtarmak için ne yaptığını gören ya da bilen var mı?
Varsa açıklasın da biz de bilelim.
Bizim tek bildiğimiz Suriye’de bulunan İran askerlerinin ve Tahran’a bağlı Şii milislerin başarılı olduğunu zannettikleri darbe girişimini havaya ateş ederek kutladıkları.
Bu absürt düşünceye sadece bir karikatürist sahip olsa yine iyi.
Devletin en üst kademelerinde de aynı görüş hâkim.
Örneğin, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif…
Zarif, “İran” gazetesine verdiği ve ileriki günlerde yayınlanacak röportajda Türkiye’nin “hafızası zayıf ve nankör bir komşu” olduğunu söylemiş.
Tesnim Haber Ajansı’nın Arapça sitesinde pazar günü yayınlanan habere göre Zarif söz konusu röportajda şöyle demiş:
“Türkiye’ye bakın, hangi seviyeye geldi. Bu ülkenin hükümetine acıyoruz. Görünüşe göre dostlarımızın hafızası zayıf. İslam Cumhuriyeti’ni mezhepçilik yapmakla suçluyorlar. Son askeri darbe girişiminin olduğu geceki tavrımızı, Şii bir hükümet olmadığı halde sabaha kadar gelişmeleri yakından takip ettiğimizi unutmuş gibiler. Hafızaları zayıf. Onlara destek olanların ve sevgiyle yaklaşanların bu iyiliğine karşılık nankörlük ediyorlar.”
Türkiye’yi darbeden kurtardıklarını düşünmeye İranlılar’ı neyin sevk ettiğini bilmiyoruz.
Fakat bu açıklamaların sebebi malum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamaları.
Erdoğan, Bahreyn ziyareti sırasında başkent Manama’da verdiği konferansta, İran’ın bölgesel politikalarına işaret ederek, mezhepçiliği kullanan Fars ırkçılığının Irak’ı ve Suriye’yi bölmek istediğini ve buna karşı çıkılması gerektiğini söylemişti.
Çavuşoğlu da Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada İran’ı mezhepçilik yapmak ve Şiiliği yaymaya çalışmakla suçlamıştı.
Gerçeği dile getiren ve yaraya parmak basan bu açıklamalar İranlıları hoplatmaya yetti.
Karın ağrılarının ve saçmalamalarının nedeni bu…