Irak etnik ve mezhebi açıdan Sünniler, Şiiler ve Kürtler olarak pratikte üçe bölünürken Sünniler ayrıca kendi içlerinde işgalin gölgesinde siyasi süreci destekleyenler ve desteklemeyenler olarak ikiye bölündü.

Bir kısmı anayasanın kabulü yönünde oy kullanırken diğerleri oylamaya dahi katılmadı.

En kötüsü bu bölünme tarafların birbirlerini hainlikle suçlaması boyutuna ulaşmasıydı.

Şii milislerin şiddeti ve ihlalleri Sünni halkı ve aşiretleri DAEŞ’le iş birliğine itti.

Nuri El Maliki döneminde DAEŞ’e kasıtlı olarak alan açılınca Sünni cephede bölünme daha da şiddetlendi ve siyasilerin etkisi iyice azaldı.

Irak Sünnileri DAEŞ’i Şii milislerden korunmak için geçici bir kalkan olarak görmüştü.

Bugün birçoğu kanlı terör örgütünün kendilerine verdiği zararın Şii milislerin zararından hiç de az olmadığını fark etti. Irak’ın birlik ve bütünlüğü, bölgenin güvenlik ve istikrarı için Sünnilerin güçlü olması gerekiyor.

Bunun yolu da Sünni siyasetçilerle Sünni halk arasında tam bir görüş ve eylem birliğinin sağlanmasından geçiyor.

İşte o birliğin sağlanması için nihayet harekete geçildi.

Iraklı Sünni politikacılar ve iş adamları geçen hafta İstanbul’da bir araya geldi.

İki gün süren ve oldukça verimli geçtiği belirtilen toplantılardan yeni bir koalisyon ortaya çıktı.

“Irak Milli Güçler Koalisyonu” adındaki bu yeni oluşumun öncelikli hedefi DAEŞ sonrası ve gelecek seçimler.

Koalisyonun Yürütme Kurulu’nda şu isimler yer alıyor:

Muhammed El Kerbuli, Lika Verdi, Abdullah El Yaver, Usame El Nuceyfi, Salih Mutlak ile iş adamları Saad El Bezzaz ve Hamis El Hancer.

Yönetim Konseyi ise Selim El Cuburi, Ahmed El Mesari, Vaddah El Sadid, Usame El Nuceyfi, Salih Mutlak, Hamis El Hancer, Lika Verdi ve Abdullah El Yaver’den oluşuyor.

Arabi 21 sitesinin verdiği bilgiye göre, Irak Milli Güçler Koalisyonu’nun başkanlığını Vaddah El Sadid, Selim El Cuburi ve Ahmed El Mesari dönüşümlü olarak yapacak.

Irak Sünnilerini derleyip toparlamayı amaçlayan girişimin Türkiye, Ürdün ve bazı Körfez ülkeleri tarafından desteklendiği ifade ediliyor.

Haydar El Ibadi başkanlığındaki hükümetin yeni oluşuma karşı tavrını tepkisizlik olarak niteleyebiliriz.

İstanbul’daki toplantılara tepki Nuri El Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu üyesi Iraklı kadın milletvekili Firdevs El Avadi’den geldi.

İstanbul toplantılarının Irak devletine saygı duymayan kişileri bir araya getirdiğini öne süren El Avadi, toplantılara katılanların Türkiye’nin işaretiyle hareket ettiklerini söyledi.

Iraklı kadın milletvekilinin tepkisinden Haydar El Ibadi hükümeti de nasibini aldı.

Fakat “Sünnileri İstanbul’da toplananlar değil El Haşd El Şaabi temsil ediyor” iddiası oldukça komikti.

Irak Sünnilerinin birlik ve bütünlük içinde hareket etmesinin İran’ı ve Irak’taki kuklalarını rahatsız etmesi gayet normal.

Önemli olan İstanbul’daki olumlu havanın Irak’ta sahaya yansıtılabilmesi.

Doğru yönde atılan adımı daha başka adımların takip etmesi.

Şii milisler ve DAEŞ arasında kıskaca sıkışmış Sünnileri koruyabilmek ve sorunlarını çözebilmek.

Sünnilerin çoğunlukta olduğu bölgelerin demografisini değiştirme ve Irak’ı bölme planlarını boşa çıkarabilmek.

Bunlar başarılabilirse İstanbul toplantılarının hedefine ulaştığını söylebiliriz.

Amerika’nın Irak’ı işgali Saddam Hüseyin rejimine son verirken ülkenin bütünlüğünü de darmadağın etti ve bu durumdan en büyük zararı Sünniler gördü.