Sinema salonları yaz aylarını boş geçirdi. Gerçek manada durgun bir dönemi geride bırakıyoruz. Geçen yıl yaşanan ‘patlamış mısır’ tartışmasının sonucu olarak vizyonu ertelenen bazı filmler birer birer izleyici karşısına çıkmaya başladı. Yıl sonuna kadar gişede ciddi bir coşku olmasını bekliyoruz.

Gişe coşkusunu artıracak filmlerden biri olan Karakomik Filmler perdeye çıkıyor. Cem Yılmaz’ın “iki film birden” mantığı ile kurguladığı film iki türü peş peşe izletiyor. Önce dram sonra komedi izliyoruz. İkisini birleştirince de Karakomik oluyor. Mantık gayet net.

Karakomik Filmler, Cem Yılmaz’ın sinema serüveninin de özeti gibi. Hokkabaz filmi ile Gora’yı peş peşe izliyor gibiyiz. “İki film birden” mantığı burada işliyor. Dört buçuk ayda toplam 4 orta metraj film çeken Cem Yılmaz, bunlardan ikisini vizyona sokuyor. Diğer ikisi ise ocak ayında vizyonda olacak.

Filmlerden biri “Kaçamak”… Burada, eşlerine yalan söyleyip lüks bir otelde bir haftasonu geçirmeye planlayan erkeklerin bulundukları yerin yakınına dünya dışı yaratıkların iniş yapması ile karışan minik tatillerini izliyoruz. “2 Arada” ise arabalı vapurda çalışan Metin isimli bir karakterin hikâyesine odaklanıyor. Kaçamak, Gora’nın akranı. 2 Arada ise Hokkabaz nabzında…

Basın gösterimi öncesi açıklama yapan Cem Yılmaz, gişe filmi ile adını bilmediği diğer yöntemin arasını bulmaya çalıştığını söyledi. Hokkabaz ve Gora’yı ayıran da biraz bu. Ancak tam olarak söylediği şeyi yapmadığı da aşikâr. Zira “adını bilmiyorum” dediği diğer yöntem bambaşka bir alan. Bana kalırsa Hokkabaz ve Her Şey Çok Güzel Olacak, bahsedilen “arayı bulma” çabasının ürünü. Diğerleri ise saf ticari filmler.

Cem Yılmaz, neresinden bakarsanız bakın sinemamıza kan veren isimlerden biri. Türk Sineması zaten televizyondan ve ‘şov’dan ciddi manada besleniyor. Hal böyle olunca beyazperdede kendilerine ciddi alan açılıyor. 20 yıldan fazla zamandır televizyon programı yapmamasına rağmen televizyonun da magazinin de sinemanın da en aranan isimlerinden biri Cem Yılmaz.

Bunca senede çıkardığı işlere ve geldiği noktaya bakınca, “keşke” dediğim şeyler oluyor. Bence Cem Yılmaz, yöntem üzerine düşününce sanatsal açıdan daha başarılı işler çıkarabilir. Belki sinemaya başladığı zamanki gibi bir yönetmen ile beraber yol alabilir. Öyle bir derdi olduğundan demiyorum. Ben öyle isterdim.

Cem Yılmaz, son dönemdeki politik tutumu sebebiyle eleştiriliyor. Ben de eleştiriyorum. Çok normal şeyler bunlar. Herkes eleştirilebilir ve eleştirebilir. Ancak Cem Yılmaz birkaç sene öncesine dönse her şey çok daha güzel olur.