Et, süt ve yumurta gibi hayvansal gıdaların insan sağlığını tehdit ettiğine dair yapılan temelsiz haberlerin şüyuu vukuundan beter oluyor.
Dünyada yaklaşık 2 milyar insan gizli açlık çekmekte. Gizli açlık, tahıl ağırlıklı beslenme nedeniyle hayvansal proteinlerin yanı sıra demir, çinko gibi mineraller ile B12 ve A vitaminleri gibi besin maddelerinin günlük tüketimde yetersizliği olarak ifade ediliyor. Bu besinler için çok önemli kaynaklar olan et, süt ve yumurta ile ilgili medya aracılığıyla hiçbir bilimsel çalışmaya dayandırılmadan yapılan açıklamalar, toplumun bu gıdalara şüphe ile yaklaşmasına neden oluyor. Bu durumdan sürdürülebilir tarım için gerekli olan hayvancılık sektörü de olumsuz etkileniyor. Ayrıca bu asılsız açıklamaları ciddiye alan hekimlerin de hastalarına bu gıdaları tüketmemeleri yönündeki telkinleri durumu iyice içinden çıkılmaz bir hale getirebiliyor.
Hayvansal gıdaların sağlıksız olduğu, kanser, eklem iltihabı (romatoid artrit), kemik erimesi ve kalp damar dâhil pek çok hastalığa neden olduğu, beslenme açısından bir faydalarının bulunmadığına dair açıklamaları yapanlara veya referans aldıkları kaynaklara baktığımızda, bu kişilerin çoğunlukla vegan (hayvansal ürün tüketmeyen) oldukları ve bu beslenme tarzını topluma da benimsetmeye çalıştıkları göze çarpıyor. Özellikle süt ve süt ürünlerinin tüketilmemesi gerektiğine dair yapılan açıklamalarda “insanın emzirme döneminden sonra doğada tek süt tüketen canlı olduğu” gibi tirajikomik, “süt proteininin insanlar için alerjik olduğu” gibi münferit vakaların genellemesi benzeri bilimsel yaklaşımdan uzak pek çok ifade gerekçe olarak gösteriliyor.
İnsan vücudunda sentezlenemeyen, yaşamsal faaliyetlerin yanı sıra büyüme ve gelişme için elzem olan proteinleri oluşturan esansiyel aminoasitler ancak et, süt ve yumurta gibi hayvansal gıdalarda tam ve dengeli olarak bulunmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde eksikliği sıklıkla görülen B12 vitaminiiçin tek kaynak yine hayvansal gıdalar. Önemli bir sağlık problemi olan A vitamini eksikliği için özellikle süt ve yumurta tüketilmelidir. Ülkemizde ve Orta Doğu’da yoğun olarak gözlenen demir (anemi) ve çinko eksikliğinin önemli nedenlerinden birisi yetersiz et tüketimidir.
Et ve yumurtanın yanı sıra süt ve süt ürünleri de önemli protein ve enerji kaynaklarındandır. İçeriğindeki laktozun bileşiminde bulunan galaktoz, özellikle bebeklerde merkezi sinir sisteminin gelişiminde etkilidir. Özellikle yoğurt, ayran ve kefir gibi fermente süt ürünleri mikrobiyota olarak adlandırılan bağırsaklardaki mikroorganizmaların gelişimini desteklemektedir. Sağlıklı bağırsak mikrobiyotasının ise bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve hastalıkların önlenmesinde önemli rol üstlendiği çok sayıda bilimsel çalışmada belirtilmiştir.
Elbette bireysel duyarlılık ve yatkınlıklar ile tek yönlü aşırı beslenme pek çok sağlık sorununu beraberinde getirebilir. Unutulmamalıdır ki, ilaç ile zehir arasındaki fark alım dozudur.