Dünyada yüz binlerce küf türü olduğu tahmin edilmektedir. Bunlardan bazıları penisilinde olduğu gibi antibiyotik üretiminde, bazıları ise küflü peynirlerde olduğu gibi olgunlaşmaya neden olarak gıdalarda istenilen aroma oluşumunu sağladığından gıda üretiminde kullanılmaktadır. Bunlar küflerin arzu edilen faydalı özellikleridir.

 

Ancak bütün küfler faydalı değildir. Hatta pek çoğu gıdaların bozulması suretiyle ciddi gıda kayıplarının oluşmasına neden olur.

 

Bir de halk sağlığı açısından oldukça tehlikeli küfler vardır. Sayıları 400’ü bulan bu küfler gıdalarda üremeleri esnasında mikotoksin adı verilen bir metabolit oluştururlar. Mikotoksinler son derece tehlikeli kimyasal maddeler olup insan ve hayvanlarda akut toksik, mutajenik, teratojenik, karsinojenik, nörotoksik ve östrojenik olmak üzere sağlık üzerine zararlı etkilere neden olurlar. Hatta gıda ile yüksek miktarda alınan mikotoksinler ani ölümlere de yol açabilir.

 

Küflerden kaynaklanan mikotoksin zehirlenmeleri genellikle sinsi seyirlidir. Uzun süre düşük dozda alınan küf toksinleri, karaciğer, böbrek, üriner sistem gibi organlarda birikerek uzun vadede kronik hastalıklara ve kansere neden olabilir. Ayrıca anomalili bebek doğumlarına da sebep olabildiği ortaya konmuştur.

 

Küf toksinleri her türlü pişirme işlemine dayanıklıdır. Bu nedenle bir kere gıdada oluştuktan sonra mutfakta uygulanacak her hangi bir işlemle yıkımlanmaları neredeyse imkânsızdır.

 

Sıklıkla yapılan bir hata, muhafaza esnasında küflenmiş bir gıdanın küflü kısımlarının yüzeysel olarak temizlendikten sonra tüketilmesidir. Bu yolla ancak küflerin gıdanın yüzeyinde oluşturdukları gözle görülebilir sap kısımları ortamdan uzaklaştırılabilir. Oluşmuş mikotoksinlerin gıda derinliklerine ne derece nüfus ettiği bilinmediğinden gıdaların küflü kısımlarının uzaklaştırılması her zaman mikotoksin riskini ortadan kaldırmaz.

 

Bu nedenle en doğrusu bilinmeyen bir tür ile küflenmiş bir gıdanın kesinlikle tüketilmemelidir.

 

Önemli olan gıdanın küflenmesinin önlenmesidir. Uygun şekilde muhafaza edilmeyen gıdaların küflenmesi beklenen bir sonuçtur. Çünkü küfler, her yerde bulunabilmekte ve diğer mikropların üreyemediği çok çeşitli şartlarda dahi çoğalabilmektedir.

 

Ancak küfler üreyebilmeleri için zorunlu olarak oksijene gereksinim duyarlar. Salçanın üzeri yağ ile kapatıldığında küflenmemesinin veya vakum paketli gıdalarda küf oluşmamasının sırrı budur. Yani muhafazası esnasında gıdaların yüzeyinin hava ile teması kesilirse küflenmeleri önlenebilir.

 

Ayrıca küfler -18°C ve altındaki derecelerde çoğalıp mikotoksin oluşturamayacağından gıdaların bir seferde tüketilecek porsiyonlara bölünüp poşetlere konduktan sonra buzdolabının derin dondurucu gözüne kaldırılmaları da küflenmeden saklanabilmeleri için en etkili yöntemlerden bir diğeridir.