İslami Direniş Hareketi “Hamas”, uzun süredir üzerinde çalıştığı ve hakkında birçok spekülasyon yapılan siyaset belgesini nihayet önceki akşam Halit Meşal’in Katar’ın başkenti Doha’da düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.

Hamas liderleri ile ünlü gazetecilerin ve yazarların da katıldığı basın toplantısının Doha’daki InterContinental Oteli’nde Türkiye saatiyle 6:45’te başlayacağı açıklanmıştı.

Otelin basın toplantısına ev sahipliği yapmaktan son anda vazgeçmesi üzerine toplantı geciktirildi ve ancak saat 21:00 sularında başlayabildi.

Basın toplantısı için Doha’da otel arayışı sürerken iki otel daha olumsuz cevap vermişti.

InterContinental son anda geri adım atmasının ve diğer otellerin Hamas’ın siyaset belgesini açıklayacağı basın toplantısına salon vermekten kaçınmasının nedeninin Amerika’daki Yahudi lobisinin otel yönetimlerine yaptığı baskı olduğunu öğrendik.

Meşal, konuşmasının başında, İsrail cezaevlerinde toplu açlık grevi eylemi yapan Filistinli esirleri selamladı ve 1 Mayıs dolayısıyla işçilerin bayramını kutladı.

Siyaset belgesinin ilk maddesinde Hamas kendisini “İslami Direniş Hareketi Hamas, hedefi Filistin’in kurtuluşu ve Siyonist projeyle mücadele olan, çıkış noktaları, hedefleri ve araçları itibariyle İslam’ı referans alan Filistin İslami ulusal özgürlük ve direniş hareketidir” şeklinde tanıttı.

Belge açıklanmadan önce Hamas’ın Müslüman Kardeşler Cemaati’yle bağını koparacağı öne sürülmüştü.

Basın toplantısında Meşal’e “Belgede referans olarak Müslüman Kardeşler’e işaret edilmemesi hareketin cemaatle bağını kopardığı anlamına mı geliyor?” sorusu yöneltildi.

Hamas lideri, hareketin Müslüman Kardeşler ile bağının fikri düzeyde olduğunu fakat Hamas’ın örgütsel anlamda kendi organları bulunan bağımsız bir hareket olduğunu vurguladı.

Bu arada hareketin “Hamas” ismini almadan önce Müslüman Kardeşler’in Filistin kolu olarak bilindiğini hatırlatarak geçmişi inkâr edenlerden ve oklar üzerine yöneldiğinde yoldaşını terk edenlerden olmadıklarını söyledi.

Gelelim asıl soruya…

Hamas önceki akşam açıkladığı siyaset belgesiyle İsrail’i ve 1967 sınırlarını tanıdı mı?

Hayır.

Hamas özetle şöyle diyor:

“Uluslararası toplum iki devletli çözümden ve 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devletinden bahsediyor.

O zaman buyursunlar kursunlar.

Bizim itirazımız yok.

1967 sınırlarında tam bağımsız bir Filistin devleti kurulmasına karşı değiliz.

Fakat 1967 sınırlarında söz konusu devlet kurulsa dahi biz İsrail’i tanımayacağız.

Sizin kuracağınız devlete de engel olacak değiliz.”

Hamas bu söylemiyle topu İsrail’in ve uluslararası toplumun sahasına atıyor.

Çünkü İsrail’in 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devletini istemediğini ve iki devletli çözüme karşı olduğunu biliyor.

Tüm dünyaya iki devletli çözümü gerçekte engelleyenin ve oyunbozanın İsrail olduğu gerçeğini göstermek istiyor.

Batı Yaka’yı Yahudi yerleşkeleriyle paramparça eden İsrail’in Gazze Şeridi’nden çekildiği gibi Batı Yaka’dan da çekilmeyi ve o yerleşkeleri boşaltmayı kabul etmesi mümkün değil.

Mevcut şartlarda Doğu Kudüs ve Mescid-i Aksa’daki işgali sona erdirmeye İsrail’i ikna etmek imkânsız.

Hamas’ın yaptığı, zekice bir manevrayla İsrail’i uluslararası toplum karşısında zor durumda bırakmak.

İki devletli çözümden bahseden hiç kimse artık bundan sonra Hamas’ın çözüme engel olduğunu öne süremez.

Hamas, tarihi Filistin topraklarının tamamını işgalden kurtarma hedefinden vazgeçmiş değil.

İsrailli bir yorumcunun da dediği gibi, “Hamas, önceden nehirden denize tüm Filistin topraklarını işgalden kurtaracağını söylüyordu, şimdi denizden nehre tüm Filistin topraklarını işgalden kurtaracağını söylüyor.”

Hepsi bu…