Her insan bir harftir. Kayboldukça harfler birer birer, yaralanır kelimeler.

Yaralı kelimelerle cümle mi kurulur? Kurulur belki de, büyük bir boşluktur artık cümle, ya da ne bileyim intaniye servisi gibidir köhne bir hastanede. Söz kaybolur.

Bakın burası çok önemli, sözün bittiği yer filan derler. Asla olmaması gerekenlerin vuku bulması gibi. Yani her şeyin sonu gelmiş gibi, başın öne düştüğü an gibi, süre bitmiş de uzatmalar oynanıyormuş gibi, gözyaşınınterk etmeye karar verdiğinde gözün direnememesi gibi, sesin titremeye başlaması gibi, güneş battıktan sonra bir süre daha gökyüzünde kalan kızıllığın da sönmesi gibi.

Oysa olmaması gerekenler olageldiği için dünya denmiştir buraya. Maalesef böyle döner işler burada.

Şöyle, kara bulutlar gelir mesela bazı beldelere. Tüm bildikleri harfleri kaybetmek ve burada bulunuşumuzun anlamını yok etmekten ibaret olan kara giysili insanımsılar gelir, hendeklerkazılır, barut kokusu gelir, evkaybolur, aşkaybolur, sokakkaybolur, şehir kaybolur.

Tüm ülkeye iner kara bulutlar bazen. Umutlar tükenir, lokmalartükenir, oyuncaklarkaybolur, çocuklar kaybolur. En acısı da sağa sola savrulmuş, eşleri kayıp çocuk ayakkabıları görmektir kan içinde. Her ayakkabı teki ince sızılı bir öyküdür.

Deniz bazen deniz değildir, bakışlar kaybolur hep uzağa bakmaktan, fırtınavardır, dalgalar anlamaz bebek ağıtından, kara kaybolur. Adı kaybolur denizin, suyuçekilir, mezar olur.

Kara bereli adamlar gelir sonra. Bakmayın gelir dediğime, dışarıdangelmezler, içimizdedirler de ortaya çıkarlar birden. Bildiklerimizdir, tanıdığımızı zannettiklerimiz. Yeşil takkeler çıkmıştır bir gecede başlarından, kara bereler giyilmiştir. Yanlıştır belledikleri çünkü kara pelerinlidir öğrendiklerini belleten. Nefret kusarlar, ölüm kusarlar. Hendek kazıcılar gibidir onlar da, önce harfleri eğip bükmüşlerdir sonra kelimeleri, anlamı yok etmektir esas gayeleri.

Dünya denmiş buraya, geleni de çoktur elbette gideni de.

Despotu gider zalimi gelir. Firavun’u gider Nemrut’u gelir. Kara benizlisi gider sarışını gelir.

Gelsinler.

Dün bitmiştir, yarın diye bir şey yoktur zaten, günlerse çok kısa.

Harfleri yok etsinler istedikleri kadar, kelimeleriyaralasınlar, anlamı asla kaybedemezler…