Lavanta kokulu(!) yapay zekâ, Gazze soykırımında büyük işler başarıyor(!).
Bir bilim kurgu filminden, karanlık bir geleceği anlatan bir Netflix dizisinden bahsetmiyorum; yaşananlar şimdi ve burada.
‘Lavanta’, Gazze'de bombalı soykırımı yöneten yapay zekânın adı.
“+972 Dergisi” ve “Local Call”un ortaya çıkardığına göre Lavanta, Gazze Şeridi'nde yaşayan 2,3 milyon insanın veri havuzundan yararlanıyor.
Algoritma ‘militan olma ihtimali’ni hesaplıyor ve her Gazzeliye 1'den 100'e kadar bir puan veriyor.
Soykırımın başından bu yana, verilere dayanarak 37 bin Filistinli hava saldırılarında yok edilmek üzere ‘şüpheli terörist’ olarak işaretlenmiş; buna göre bombalama yapılmış.
Ordu yetkilileri, Lavanta’nın oluşturduğu ölüm listelerinin sorgusuz sualsiz kullanılmasını onaylamış.
Yapay zekânın bu listeleri nasıl oluşturduğu, tercihlerini hangi ölçütlere göre nasıl yaptığı kontrol dahi edilmemiş, verilerin doğruluğu incelenmemiş.
Haklarını yemeyelim, askerler “20 saniyeciklerini” ayırmışlar. O da sadece hedefin erkek olduğundan emin olmak için…
Bu umursamazlık, Lavanta’nın hata yaptığı ve askerlerle bağlantısı olmayan bireyleri işaretlediği bilindiği hâlde gösterilmiş.
Evet, kan dondurucu ama dahası da var.
Bombalamalar işaretli kişiler askerî faaliyet içerisindeyken değil, bilakis geceleyin evinde, ailelerinin yanındayken gerçekleştirilmiş.
Bunun için “Babam Nerede?” ve “Gospel” gibi sistemler kullanılmış.
Lavanta işaretlediği insanlardan ölüm listeleri hazırlarken Gospel de bina ve yapıları belirlemiş. “Babam Nerede?” sistemiyse işaretlenen kişiler binalara girdiklerinde bombalansınlar diye İsrail ordusuna otomatik sinyaller yollamış.
Unutmadan itiraflara göre, bombalamada akıllı/hassas füzeler yerine hedef ayırmayan, ‘aptal’ füzeler kullanılmış; "Pahalı bombaları önemsiz insanlara harcamak istemeyiz” denilerek…
Bir ‘militanla’ aynı WhatsApp grubunda yer almak da işaretlenip İsrail soykırımına maruz kalmak için yeterli bir ‘veri’ sayılmış.
O yüzden iki hafta önce, WhatsApp’ın sahibi Meta firmasının mühendisleri dünyayı uyardılar.
Masum insanların İsrail’in hedef tahtasına konulmasından endişe eden 80'den fazla personel ‘Ateşkes İsteyen Meta Çalışanları’ ismini verdikleri bir kampanya düzenleyip bir açık mektup yayınladılar.
Mühendislere göre, devlet kurumlarının WhatsApp’da kimin kiminle iletişim kurduğunu izleyebilme imkânı var ve İsrail bunu Gazze’de kullanabilir.
Meta uyarıyı dikkate alır mı, orası meçhul.
Çünkü (şimdi adı Meta olan) Facebook algoritmaları zaten, 2012’de Myanmar'da, Arakanlı Müslümanların katledilmesiyle sonuçlanan şiddet ve nefreti kışkırtmakla meşhur.
Gördüğünüz gibi aslında “mevzu” yeni değil.
ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) eski başkanı Michael Hayden 2014 yılında utanmadan “insanları meta verilere dayanarak öldürüyoruz” demişti. Meta veri ile kastettiği kimin, kiminle, ne zaman ve nerede konuşma yapıp bağlantı kurduğuna dair bilgiler...
Öte yandan geçen ayki bir New York Times haberi, ‘Google Fotoğraflar’ın da işin içinde olduğu bir yüz tanıma sisteminin İsrail tarafından kullanıldığını ortaya çıkardı.
İsrail, diğer yüz tanıma teknolojilerinden daha iyi çalıştığı için 7 Ekim saldırısına katılanlara yönelik "ölüm listelerinin" oluşturmasında ‘Google Fotoğraflar'dan yararlanmış.
Yüz binlerce Filistinli, Gazze'nin kuzeyinden güneyine kaçarken kameralarla dolu kontrol noktalarından geçmişti.
Filistinlilerin yüzlerinin yapay zekâyla kitlesel şekilde gözetlenmesi neticesinde binlerce Gazze sakini ya hiç kanıt olmadan ya da çok az kanıtla vahşice sorgulandı veya işkence gördü.
Google’dan tabii ki ses çıkmadı; İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Anna Bacciarelli yüz tanımanın bu şekilde kullanılmasının insan haklarını baltaladığını söylese bile…
İsrail yapay zekâyı hedef tespiti için değil, dezenformasyon için de kullanıyor.
OpenAI firması, ürettikleri yapay zekânın İsrail tarafından yalan haber ve gizli etki operasyonları için nasıl kullanıldığına dair rapor yayınlayan ilk yapay zekâ şirketi oldu.
İsrailli ‘Stoic’ firması, ABD'de Gazze saldırılarını protesto eden üniversite öğrencilerini ‘Yahudi karşıtı’ gösterecek sahte hesaplardan oluşan bir ağ kurmak için OpenAI’ın yapay zekâsından yararlanmış.
Kısaca, insanların elinde yapay zekâ sadece eğitim ve sağlığa yardımcı olmakla kalmıyor; katliam ve soykırımları da destekliyor.
İşin kötüsü, “Filistin için Teknoloji” grubunun kurucusu Paul Biggar, İsrail’in Gazze soykırımında kullandığı yapay zekâ sistemlerinin dünyaya pazarlanması ihtimalini oldukça yüksek görüyor.