Ah şu CHP’lilerin tavırları yok mu?
Gerçekten de insana dünyayı tersten gösterme çabasının en ilginç örneklerini sergiliyorlar.
Özellikle kazandıkları belediyelerde sergiledikleri tavırları tam bir şaşkınlıkla izliyoruz değil mi?
AK Parti belediyelerinde olduğunu iddia ettikleri ve yalan siyasetlerinin en önemli malzemelerini, bugün bir “gerçeklik” olarak kendileri bizatihi uyguluyorlar.
AK Parti için ileri sürdükleri iddiaların hiçbirine bir kanıt getiremediler ama kendileri apaçık ve ikrar ettikleri bir zeminde adam kayırmacılık yapıyorlar.
Belediyelerin paralarını kendi ikballerini garanti altına almak ve algı siyaseti yapmak adına kullanıyorlar.
Bu hâlleriyle de bana hep ya Şener Şen’in ya da Kemal Sunal’ın o tarihe mal olmuş film repliklerini hatırlatıyorlar.
Siyasi ahlaka uymayan, milletin parasıyla Roma’ya götürülen gazeteciler için İBB Başkanı’na bir soru soruluyor; “Size bu konuda eleştiriler var, ne düşünüyorsunuz?” şeklinde.
Verilen cevap ise tam bir mantık konusu olan safsataya/mugalataya ait: “Gitsinler, ekonomiyi düzeltsinler.”
Hiçbir sorgulama yapmayan bir akıl için, “Evet ya onlar gitsin, işlerine baksın.” demek çok muhtemel bir satın almadır.
Fakat bu cevap, İBB Başkanı’nın milletin parasıyla bazı gazetecilere tatil yaptırdığı gerçeğinin de üzerini örtüyor ve cevapsız bırakıyor.
Öyle ya, onlar ekonomiyi düzeltecekler; uğraşıyorlar da zaten.
Peki, ya sen ne yapacaksın?
Sen de bu konfor altında har vurup harman savuracaksın öyle mi?
Bursa ve Esenyurt belediye başkanlarının akrabalarını işe alma konusundaki tavırları ise çok daha komik savunmalar ile gerçekleşti.
“Evet, aldım ama bir sorun bakalım, niye aldım?”
Hadi sorduk; niye aldın?
“Ya işte başkasını bulamadım da ondan.”
Meğer ne büyük yetenekler varmış da AK Parti bunlara erişememiş.
İllerinde onların yaptığı işi yapacak başka biri yok ise AK Pati hep iş bilmeyenlerle çalışmış demektir bir yandan da.
Yahu, bu milletin aklıyla alay etmeyin bari.
Ürettiğiniz hikâyelerin hepsini, yukarıda zikrettiğim sinemamızın sarsılmaz iki karakteri çoktan rafa kaldırdı.
Defteri dürülmüş, filmlerin alaycı replikleriyle milletin hafızasına kazınmış şu komedi hareketlerden vazgeçin olur mu?
Hiç olmazsa daha üst bir zekâ seviyesiyle muhatap olalım.
Kendimizi bu kadar kötü hissetmeyiz en azından.
Bu tavırlar CHP için başka bir gerçeği daha deşifre ediyor en azından. AK Parti belediyeleri için yapılan bütün itirazlar aslında, “Neden benim çıkarlarım değil?” ile ilgiliymiş.
CHP’nin fondaş gazetecilerinin hâli ise bambaşka bir garabet taşıyor.
CHP’nin iddia ve yalanlarına sorgusuz atlayan “araştırmacı gazeteciler(!)”in bütün mukayese yetenekleri de kaybolmuş durumda.
Görmüyor, duymuyor ve hissetmiyorlar.
Yankı çemberleri ve çıkar çemberleri gerçeği görmelerine engel olmuş durumda.
Fakat şunu da unutuyorlar; gerçekler mutlaka galip gelir…
Şahsen ben CHP belediyelerinde Kemal Sunal ya da Şener Şen filmi değil, hizmet görmek isterim…
Zira, filmi ustasından izlemek isterim…