Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ), geçmişte Arap ülkelerinde kendine taraftar bulmak için Türkiye’nin adını istismar ettiği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AK Parti’ye yakın durarak verdiği görüntüyü de kullanıyordu.
Hükümete komplo kurup Türkiye’de Erdoğan’ı hedef almaya başladıkları günlerde dahi Arap sokağına yönelik propagandalarında yaptıklarını inkar ediyor ve sanki hiç birşey yapmadığı halde zulme maruz kalan dini ve sosyal bir cemaat görüntüsü vermeye çalışıyorlardı.
Örgüt ve hükümet arasında yaşanan krizin tek sebebinin Erdoğan’ın otoriterleşmeye başlaması olduğu kanaatini yayıyorlardı.
FETÖ’nün kirli oyunlarını Araplara anlatmaya çalışanları da yalancılıkla suçluyorlardı.
O dönemde Arap sokağında örgütün yalanlarına inanan veya en azından kafası karışan epey insan oldu.
Fakat zamanla durum değişti ve mızrağı çuvala sığdıramaz hale geldiler.
Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip eden Arapların birçoğu örgütün gerçek yüzünü gördü.
Terör örgütü liderinin kitaplarını satın alan ve okuyan birçok kişi o kitapları yaktı.
Kanlı darbe girişimi ve Türk halkının darbeye karşı ortaya koyduğu şanlı direniş, iktidar ve muhalefetin birlikte verdiği görüntü tabloyu daha da netleştirdi.
Maskesi düştükten sonra eskisi gibi her kesimden insanı aldatamayan FETÖ, artık daha çok yeminli Türkiye ve Erdoğan düşmanlarına yönelik propaganda yapıyor.
Çünkü artık yalanlarına ve iftiralarına onlardan başka kimse inanmıyor.
Mısır ve BAE medyasına konuşmalarının nedeni bu.
Aslında onlar da FETÖ’ye inanmıyorlar fakat işlerine öyle geliyor.
Örgütü Türkiye ve Erdoğan aleyhine kullanabilecekleri elverişli bir araç olarak görüyorlar.
Başarısız darbe girişiminden bu yana FETÖ ile ilgili haber ve yorum enflasyonu var.
Örgütün ve liderinin sapıklıklarını ve ihanetlerini anlatan haberlerin birçoğu Arapça’ya da çevriliyor.
FETÖ’nün gerçek yüzünü her yönüyle anlatmaya o haberlerin katkısı olduğu inkar edilemez.
Fakat bazı noktaların üzerinde daha çok durulması gerekiyor.
Birincisi, örgütün gerçek kimliğini ve ihanetlerini gizlemek için takiyyeye başvurduğu gerçeği iyi anlatılmalı.
Çünkü birçok insanın kafasında şu tür sorular var:
“Bu kadar sahtekârlığa ve ihanete şimdiye kadar neden sessiz kaldınız?”
“Terör örgütü olduğunu yeni mi anladınız?”
Evet; yeni anladık.
Gizliliğe ve takiyyeye son derece önem veren örgütün iç yüzünü ve hainlikte bu kadar ileri gidebileceğini tahmin edemedik.
Hata ettik, özür dileriz.
Üzerinde ısrarla durulması gereken ikinci nokta da şu:
Bu bir siyasi kavga değil.
FETÖ de iktidara muhalif bir parti değil.
Dolayısıyla Erdoğan’ın siyasi rakiplerini tasfiye ettiği iddiasının aslı astarı yok.
Türkiye’de demokratik mücadelenin yolu belli ve o yol herkese açık.
15 Temmuz’da birkaç saat içinde onlarca asker, polis ve sivil katleden, Meclis’e, Özel Kuvvetler’e ve MİT’e saldıran FETÖ kanlı bir terör örgütü.
Demokrasiyle yönetilen ülkelerde bu tür örgütlere yer olamaz.
Hiçbir ülke de böyle bir örgüte müsamaha göstermez.