Gerçekleştirmek istediğimiz, olmasını arzu ettiğimiz şeylerin önüne kimi zaman engeller çıkar.
Bu engeller bizden kaynaklanabileceği gibi, kimi zaman da dışsaldır; ne yaparsak yapalım istenen şey bir türlü vücut bulmaz.
Kapıların açılması, engellerin kalkması için ne kadar çabalarsak çabalayalım istenen olmayabilir.
Bize düşen kapıların açılmasını talep etmek ve gereğini yapmaktır. Kapıları açacak, engelleri kaldıracak olan Allah’tır.
Allah El-Fettah’tır; kapıları açan.
O’nun açmasıyla yol alır, O’nun engelleri kaldırmasıyla yolumuzu buluruz.
İnsanı var eden, insanın yürüyeceği yolu da tayin etmiştir.
İşte bu yol, anlamı ‘açan’ olan Fatiha’da ‘dosdoğru yol’ olarak zikredilir.
Öyle ki, bu yol kendilerine nimet verilenlerin yolu, gazaba uğrayan ve sapıtanların yolu değildir.
O’dur kalpleri İslam’a açan.
O’dur kalpleri İslama açılanlar eliyle fetihler bahşeden.
O açmayı murat ederse kim kapatabilir; O’nun kapattığını kim açabilir?!
O açanların en hayırlısıdır.
Kalplerin anahtarı O’nun elindedir.
Varlığın anahtarı O’nun indindedir.
Herşey O’nun dilemesi ile vücut bulur.
Varlık O’nun ‘ol’ emri ile var olur.
Fetih, Fatiha’nın vermek istediği hakikati kavramak, kendilerine nimet verilenlerin yoluna ulaşmak için azami çaba göstermektir.
Fatih, bu hakikati kavrayan ve o doğrultuda hareket eden kişi demektir.
Fatih, fethi gerçekleştiren, kendisine fetih ihsan edilen kişidir.
Fetih, açmak demektir.
Fetih şerefli bir zaferdir.
Zafer ise ancak O’ndandır.
Bu manada fetih nasip meselesidir; elde edilmez, lütfedilir.
İstanbul’un daha önce onca kuşatmaya rağmen fethedilememesi, Fatih Sultan Mehmet’e nasip olması bu kabildendir.
Kul elinden geleni yapar, takdir Allah’ındır.
İşte bu yüzden tüm çalışmalarımızın ardından, ‘Gayret bizden, tevfik Allah’tandır’ deriz.
İşte bu yüzden ‘Zaferden değil, seferden sorumluyuz’ cümlesini kullanırız.
Fetih, güçlü bir birliktelik ruhu oluşturur.
Fetih, Bir olana iman etmiş kişilerin güçlü birlikteliği ile hayat bulur.
Bu birliktelik, toplu vuran yürekleri topun sindiremediği bir birlikteliktir.
Kendi içerisinde parçalanmış, kendi kendisiyle uğraşan toplumlar fetih gerçekleştiremezler.
Birliğini sağlayamayanlar dirlik bulamazlar.
Fetih farkındalıktır.
İnsan olarak yeryüzündeki bireysel ve toplumsal sorumluluklarımızın farkında olmaktır.
Yaşanabilir bir yeryüzünün inşası, zalimin ve zulmünün karşısında, mazlumun ve mustazafın yanında olmanın duruşuna sahip olmaktır.
Fetih, ifsadı engelleme, ıslahı tesis etmektir.
Fetih, hakikatin ulaşmasına engel teşkil eden kapıların açılması, engellerin kaldırılmasıdır.
İslam ile insanın buluşturulmasıdır.
Fetihleri ancak özgür kişiler gerçekleştirebilirler.
Kalpleri ve hayatları Kur’an tarafından fethedilen ruhlar ancak fetih yapabilirler.
Yürekleri ve zihinleri esaret altında olanlar fetih gerçekleştiremezler.
Tutsaklar, kendi özgürlüklerini sağlayamamış olanlar başkalarını özgürleştiremezler.
Bu manada fatihlerin, kalpleri ve zihinleri esaret altında değildir.