Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistanlı ünlü gazeteci Cemal Kaşıkçı’ya verdiği röportaj Pazar akşamı Rotana Haliciyye kanalında yayınlandı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Nayif’in sıcak bir şekilde karşılandığı Ankara ziyaretinin hemen ardından yayınlanan röportaj ve Erdoğan’ın verdiği mesajlar Arap sokağında ilgiyle takip edildi.
Röportaj için Cemal Kaşıkçı’nın tercih edilmesi isabetli bir karar.
Kaşıkçı, Suudi Arabistanlı birçok gazetecinin aksine Arap Baharı’na, Türkiye’ye ve Erdoğan’a düşmanlık beslemeyen bir isim.
Bilakis Türkiye ve Suudi Arabistan’ın bölgedeki sorunları çözmede yakın işbirliği içinde olmasını savunan bir gazeteci.
Katar El Şark gazetesi, El Arabiya Genel Yayın Yönetmeni Türki El Dakhil’in Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil El Cubeyr’in ziyareti öncesi Ankara’ya gelerek Erdoğan’la röportaj talebinde bulunduğunu fakat yüz bulamadığını, kendisine “Kanalın Türkiye ve Erdoğan aleyhinde yaptığı yayınlardan haberimiz var” denilerek röportaj talebinin reddedildiğini yazmıştı.
Türki El Dakhil’in talebinin reddedilip röportaj için Cemal Kaşıkçı’nın tercih edilmesi Arap sokağında da memnuniyetle karşılandı.
El Arabiya kanalının, El Şark El Evsat gazetesinin ve aynı çizgideki yayın organlarının Erdoğan düşmanlığını Araplar arasında bilmeyen yok.
Sabah akşam Erdoğan’ı kötülemek için en aşağılık yayınları yapan El Arabiya’nın Erdoğan üzerinden prim yapmak istemesine izin verilmemesi iyi oldu.
Röportajda Cumhurbaşkanı’nın bir süredir kafa karıştırıcı çeşitli açıklamaların yapıldığı Suriye ve Mısır gibi konularda verdiği mesajlar gayet netti.
Birincisi Mısır’da yaşananın darbe ve Abdülfettah El Sisi’nin cumhurbaşkanı seçildiği seçimin göstermelik olduğunu birkez daha vurguladı.
Muhammed Mursi ve arkadaşları serbest bırakılmadan Mısır’la herhangi bir normalleşmenin olmayacağının altını çizdi.
Darbe liderini hiçbir şekilde muhatap almayacağını vurguladı.
Türkiye’nin İhvan’ı satacağı ve Erdoğan’ın Abdülfettah El Sisi’yle barışacağı söylentisini yayanlara gereken cevabı vermiş oldu.
Mısır’daki askeri cunta görev başındayken Mursi ve arkadaşlarının serbest bırakılması şu an için ihtimal dahilinde değil.
Nitekim Erdoğan’ın açıklamalarına mevcut Mısır yönetiminin yanıtı gecikmedi.
Müslüman Kardeşler liderlerinden Muhammed Kemal acımasız bir şekilde yargısız infazla tasfiye edildi.
Mısır polisi tarafından gözaltına alınan İhvan liderinin iki saat sonra silahlı çatışmada hayatını kaybettiği açıklandı.
Son dönemde Erdoğan’ın devrilemeyeceğini anlayan bir takım çevrelerin Cumhurbaşkanı’nı Mısır cuntası ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle barıştırıp Müslüman Kardeşler’den ve darbe karşıtlarından bir şekilde uzaklaştırma çabaları hız kazanmış durumda.
Bu çabaların amacı Erdoğan ile Arap sokağında kendisine gönül veren milyonların arasını açmak ve onlara “Erdoğan, ipiyle kuyuya inilmeyecek biri” mesajı vermek.
BAE’deki mevcut yönetim, El Arabiya Genel Yayın Yönetmeni Turki El Dakhil ve benzerleri Arap sokağında Erdoğan düşmanlığı asla değişmeyecek bir çizgiyi temsil ediyorlar.
FETÖ ile ilişkileri düzeltmek ne kadar mümkünse söz konusu çizgiyle yakınlaşma da o kadar mümkün.
O çizginin temsilcilerinden biri de Suudi Arabistan’ın ABD’deki lobi kuruluşu Saudi American Public Relation Affairs Committee (SAPRAC) Başkanı Selman El Ensari.
16 Temmuz’un ilk saatlerinde darbe girişiminin başarılı olacağını düşünerek sevincini gizleme gereği duymadan şu tweeti atmış.
“Erdoğansız Türkiye: Mısır için Sina’da daha çok istikrar, Libya’da güvenlik sorununun daha geniş bir şekilde aşılması ve Libya’nın Fecri milislerinin güç kaybetmesi, Suriye konusundaki tavrın daha da netleşmesi demek.”
Aylardır Türkiye’ye ve Erdoğan’a küfreden ve hakaretler yağdıran bu zihniyetle barışalım diyen olursa ağzına tokadı yapıştırın…