Ayın başı ile sonunu ayrı ayrı ruh hâlleriyle yaşamaya başlayan emekli kesiminin gözü kulağı pazartesi günü gerçekleştirilen kabine toplantısındaydı. Zira bayram ikramiyesi olarak belirlenecek rakam onlar için hayati öneme sahip. Kimilerine göre bu bir lütuf! Kimileri de geçmişle kıyaslayıp “buna da şükür” diye düşünüyor. Elan 3 bin lira olarak aldıkları ikramiyenin önümüzdeki Ramazan ve Kurban bayramları için kaç liraya yükseltileceği çok önemli; buna göre emeklilerimiz plan ve program yapabilecekler. Çarşıya pazara gidebilecekler. Başka çareleri yok!
Umarım dağ fare doğurmaz; “Reis bu işi düzeltir” inancı burada devreye girer ve bir şeyler düzelir!
Yoksa emeklinin işi zor, emekli mağdur!
Emeklilerin mağduriyeti direkt olarak hükûmet programıyla çözümlenmelidir. Enflasyon canavarını azdıracağı gerekçesiyle emeklinin haklarını kısarak politika uygulamak ahlaki, vicdani ve insani açıdan sıkıntılar getirecektir.
Nihayetinde getirdi de!
Daha kötüsü ne biliyor musunuz?
Emeklilerin istifade edebileceği alanları yerel yönetimlere yönlendirmek! Birtakım promosyonel faaliyetleri “bomba haber” olarak medyada yayınlamak ahlaki kuralları zorlayacak nitelikte.
Kabul edin ya da etmeyin; Türkiye Cumhuriyeti’nde Recep Tayyip Erdoğan gerçeği vardır. Bu gerçeklik de Sayın Erdoğan’ın küresel ölçekte “dik duruşu” ve ülke içerisinde vaatlerini yerine getirmesiyle tezahür etmiştir. Her olumsuzlukta son dakika olaya müdahale ederek meseleleri vatandaş lehine çözmesiyle milletin kalbinde taht kurmuştur.
Bugüne kadar Türk toplumunun teveccühünü kazanmışsa sebebi, söylediklerini yapmasıdır. Millet, “Tayyip Erdoğan söylerse yapar” inancına sahip, insanlar “Reis bu işi düzeltir” güveniyle yaşadı.
Nereye kadar?
“Emekliler Yılı”nın ilan edildiği 2024 yılı başına kadar. Sonrası olanlar malum.
İşgüzar “bomba haberciler” milletin beklentilerini heder ettiler! Olmadık konularda “müjde” manşetleri attılar. Beklentiye giren vatandaş beklentilerine karşılık bulamayınca, müjde, bomba gelişme vb. manşetlerin içi boş çıkınca insanlar tepkilerini ortaya koydu. Bu tepkileri son yerel seçimlerden anlamamız mümkün.
Ayakta durmakta zorlanan, hayata tutunmaya çalışan insanlara “SGK misafirhanelerinde yüzde bilmem kaç indirim”le teselli etmek hangi iyilik kalıbına yakıştırılabilir!
Tekrar etmekte fayda var… Bu işi mülki idare bizzat üstlenmeli ve gerekeni yapmalı; yüzde komisyonlarla açıklanan başlıklar, yerel yönetimlerin çıkar kokan promosyonları emekliye katkı sağlamaktan uzak. Kısmen bir kesim faydalanabiliyor. Oysa emeklilerin tamamını kapsayacak, tüm emeklilere nefes olabilecek projeler hayata geçirilmeli. Örneğin fatura yardımları, nakdi pazar destekleri, bayram ikramiyeleri, aylık market kuponları…
Öyle ya da böyle; bu insanlar ömürlerini bu memlekette geçirmişler, bu memleket için her bir fert elinden gelen gayreti göstermiş. Primini ödemiş, vergisini vermiş; ruhen ve bedenen ne gerekiyorsa gücü yettiği nispette yerine getirmiş.
Ahir ömürlerinde bu insanlara reva görülen muameleler kalp kıracak cinsten.
Kimse kusura bakmasın!
Temsil ettiğimiz inanç sistemi, mensubu olmakla iftihar ettiğimiz İslam inancı iyilik yapmayı emrediyor. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” felsefesini icra etmeye en fazla bugün muhtacız!
Malum geçtiğimiz yıl Emekliler Yılı idi. Acısıyla tatlısıyla geride bıraktık diyeceğim ancak emekliler için daha ziyade acılarıyla hatırlanacak bir yıl oldu!
Verilen sözler tutulamadı, enflasyon gerekçesiyle emeklilerin beklentileri karşılanamadı. Açık olarak gelir adaletsizliğine şahit olduk.
İşte size fırsat! Gönülleri alma, kırgınlıkları ortadan kaldırma fırsatı. Yapılan yanlışları telafi etme, zedelenen güveni tamir etme fırsatı!
Öncelikle hatırı sayılır bir bayram ikramiyesi açıklanmalı. Hemen akabinde ise Ramazan kumanyası çalışması yapılmalı. Amasız, hesapsız, fakatsız… İnsanlık adına ve insan olarak kalabilmeleri için emeklilere Ramazan’a özel ve bir ay rahatlıkla tüketebilecekleri “Ramazan kumanyaları” dağıtılmasını öneriyorum. Bu eylem insanları sıraya sokmadan, ev ev dolaşarak yapılmalı.
Bu işi de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı üstlenebilir. Ne de olsa 2025 yılı “Aile Yılı” ilan edilmedi mi?
Emekli kesimi de Türk toplumunda ailenin büyükleri olarak bu kadar ikramı hak ediyor diye düşünüyorum.