Aylardır enflasyonda beklenen düşüş gerçekleşmiyor, hedefler tutturulamıyor ve vatandaşın bu anlamda canı yanmaya devam ediyor.

Enflasyonda düşme yaşanmamasının yanında gelirlerdeki artışlar da enflasyonu yakalayamadığı için evlerdeki bütçeler açık vermeyi sürdürecek gibi duruyor.

Bu çıkmazdan ülkemizin bir an önce çıkması gerekiyor ama enflasyondaki düşüşün biraz daha zaman alacağı öngörülebilir bir durumu yansıtıyor.

Yapılanların istenilen sonuca götüremediği enflasyon her geçen gün biraz daha can acıtır bir hâle bürünüyor.

Hedeflerin sapması sonucunda geleceğe umutla bakma eğiliminde de bir düşüş görünüyor.

Halkın içerisine girdiğinizde çarşıya, pazara veya sokaklara indiğinizde yaptığınız her sohbetin ana konusunu enflasyon yüksekliği oluşturuyor.

An itibarıyla sadece yüksek faiz politikasıyla enflasyonun çözülemeyeceğinin tüm yetkililer tarafından anlaşılmış olması gerekiyor.

Öyle ki dünyada faiz indirimleri başladığı hâlde bizde hâlâ yüksek faizle yola devam edilmesinin iki ana sebebi bulunmaktadır.

Bunlardan birincisi Merkez Bankası döviz rezervlerinin artırılması isteği diğeri ise enflasyonla mücadele etmektir.

Enflasyonda yaşanan yavaş düşüşün arkasında ilk başlarda yapılan ücret artışlarının çok ciddi bir neden olduğu bilinmelidir.

Yani siz enflasyonla mücadele ederken ücretlerde artış yaparsanız eline daha fazla para geçen vatandaş daha çok alışveriş yapmak isteyecek, ürünlere olan talep artacak dolayısıyla da enflasyon dizginlenemeyecektir.

Ama burada şunu da unutmamak lazım gelir ki; insanlara insanca yaşayabilecekleri ücretler de verilmek zorundadır.

Kısacası yapılması gereken enflasyonu körüklemeyecek, vatandaşın da rahat yaşamasına sebep olacak ücret artışlarını uygulamaktır.

Burada çok ama çok iyi bir denge kurulmalıdır fakat maalesef ki bu denge kurulamadığı için hâlâ enflasyonda istenilen hızda bir düşüş yaşayamıyoruz.

Piyasalara bakıldığında öncelikle hizmet enflasyonunu düşürmemiz gerektiğinin altını kalın puntolarla çizmek istiyorum.

Dolayısıyla hizmet enflasyonuna odaklanarak bir enflasyon düşürme politikası izlenmelidir.

Alım gücündeki erimenin artık durması gerekiyor ki vatandaş rahat bir nefes alabilsin.

Enflasyonun ateşinin düşürülmesi için gereken tüm düğmelere basmanın zamanı gelmiştir ve eğer gerekenleri yapmamız noktasında biraz daha gecikirsek trenin kaçması muhtemel gibi görünmektedir.

Bir başka noktada enflasyon verilerini veren kuruluşlar nezdinde de enflasyon verileri arasındaki fark her geçen gün biraz daha artmaktadır ki bu son derece olumsuz bir durumdur.

Özellikle İTO ve TÜİK’in enflasyon verilerindeki açıklığın artması gözlerden kaçmamaktadır.

Her bir kuruluş objektif yaklaşarak gerçek enflasyon verilerini yayınlarsa vatandaş da hareket alanını ona göre çok rahat bir şekilde belirleyebilir.

Öncelikle enflasyonun yükselişi durdurulmalı, ardından da düşüşün hızı artırılmalıdır.

Enflasyonu yapışkan hâle getiren tüm etmenler belirlenmeli ve her bir sebebin üzerine kararlılıkla gidilmelidir.

Hedeflerden sapıldıkça vatandaşın enflasyonun düşeceğine olan inancı da yıkılmaktadır.

Eğer inancı yıkarsak bazı şeylerin düzelmesi noktasında büyük problemler yaşama olasılığımız da artmış olacağından vatandaşın bu konudaki inancını yıkmamak için elimizden geleni yapmalıyız.

Enflasyonu istediğimiz orana getirdiğimizde ne kadar rahat edeceğimizi bilerek azim ve kararlılıkla bu konu üzerinde daha da hırsla çalışmalıyız.