Ülkemizde alınan kimi kararların maalesef yeni fırsatçılık alanlarına yer açması kaçınılmaz bir durum hâline gelmiştir.

Bu vaziyetin sebebiyle ilgili olarak insan kalitemizden tutun da denetimlerin etkin ve yetkin yapılmamasına kadar birçok faktörü sıralamak da son derece sıradan bir alışkanlığa dönüşmüştür.

Yetkililerin ekonomiyi iyi bir zemine oturtmak, devletin gelirlerini artırmak ve enflasyonu dizginleyebilmek adına aldığı kararların kişilerin şahsi hırslarına kurban edilmesi kabul edilebilir bir durum değildir.

Son günlerde 7 bin TL ve üzerinde yapılan tüm alışverişlerin kredi kartı veya bankalar kanalıyla yapılması kararının alınması üzerine maalesef piyasalardan, ciddi manada fırsatçılık yapma hareketlerinin gözlendiği haberleri gelmektedir.

7 bin TL’nin altında yapılan alışverişlerde müşteriden yüzde 20’lere varan bir komisyon talebinde bulunulduğunu işitir vaziyetteyiz.

Bu durum öncelikle ne insanlığa, ne esnaflığa, ne kanuna, ne kurala, ne örfe, ne âdete, ne vicdana ne de vatandaşlığa sığmaz.

Bankanın kredi kartından aldığı komisyonun yaklaşık dört katı komisyon oranının müşteriden istenmesi de ne demektir?

Bunun izahı ve açıklaması ne şekilde yapılabilir?

Bunu yapanların alınan kararı baltalamaktan ve fırsatçılıkla çok para kazanmaktan başka ne amacı olabilir ki?

Öncelikle her vatandaşımızın şunu bilmesi gerekir; hiçbir esnaf, kredi kartı ile alışveriş yapmadığınız için sizden fark talep edemez.

Ayrıca esnafın size vermiş olduğu fiyat katma değer vergisi dâhil fiyattır ve yapılan alışveriş sonrası fiş verilmesi zorunludur.

Nakit para ödenerek yapılan alışverişlerde kimi esnaflar fiş vermeyerek vergi ödememekte ve devletin kasasına yapılan alışverişten hiçbir şey girmemektedir.

Ama alışveriş kredi kartı ile gerçekleştiğinde mutlaka yapılan alışveriş kayıtlara geçtiği için esnaf fiş vermek zorundadır; dolayısıyla da devletin kasasına yapılan alışverişin vergisi girmiş olmaktadır.

Sorumlu her Türk vatandaşının devletini düşünmek zorunda olmasından ötürü yapılan her alışveriş bu bilinç ile yerine getirilmelidir.

Kredi kartı komisyonu vermek istemeyen birçok işletme yapılan alışverişlerde insanları peşin ödemeye yönlendirmek adına nakit ödeme ile kredi kartı ödemesi arasında neredeyse yüzde 30’lara varan farkları bile müşterilerinden talep etmektedirler.

Kimileri ise “POS cihazı bozuk. Cihazımızı bozuk olduğu için banka aldı, yenisini getirecek.” ve buna benzer yalanlarla müşterilerini peşin ödemeye mecbur bırakmaktadırlar.

Bu yapılanların hiçbiri yasal değildir ve bu tip diyaloglarla karşılaşan vatandaşların durumu yetkili mercilere iletmesi ülkemizin ekonomik geleceği adına çok ama çok önemlidir.

Fırsatçılık yapan işletmelerin ortaya çıkarılarak gerekli yaptırımlarla karşı karşıya kalması, piyasa içinde daha adil bir ortamın oluşmasını sağlamış olacaktır.

Öyle manzaralara tanık oluyoruz ki insanın üzülmemesi gerçekten elde değil.

Vereceğim kısacık bir örnek üzerinden manzarayı siz değerlendiriniz… Bir ürün aldınız; yanınızda çocuklarınız var. Ödeme yapacaksınız, kredi kartınızı çıkarıyorsunuz. Yetkili, “Efendim kredi kartıyla öderseniz şu kadar, peşin öderseniz (peşin ödeme ile arasında yüzde 20’lik fark olan rakamı söylüyor) bu kadar.” diyor.

Yanınızda yeteri kadar nakit para olmadığı için ve çocuklarınızı kırmamak adına o farkı ödeyerek ürünü satın alıyorsunuz.

Böyle bir durumda fazladan yaptığınız ödemeye mi yanarsınız yoksa kanuni olmayan bir uygulama ile karşı karşıya kaldığınıza mı üzülürsünüz?