Türkiye, dünyada eşi benzeri olmayan, sadece kendisine münhasır özellikleri olan bir ülkedir. Mesela Türkiye devletini “yıkmak” istediğini, Türkiye devletinin “terörist” ve “katil” olduğunu söyleyen; Türkiye’nin topraklarını “bölüp” başka bir devlet kurmak isteyen elini kolunu sallayarak milletvekili olabiliyor.
Türkiye devleti de bunu seyrediyor…
Normal bir vatandaş bunları söylese müebbet hapisle yargılanır ama bu “sözde” milletvekillerine Alpay Özalan dışında dokunan yok.
Devlet, düşmanına dokunmayı bırakın; bu “sözde” milletvekillerine bir asgari ücretlinin 10 katı maaş vererek âdeta ödüllendiriyor. Hatta ve hatta bu milletvekillerini 50 yaşından sonra emekli edip normal bir emeklinin dokuz katı maaş veriyor.
İşte o milletvekillerinden biri de TİP’li Ahmet Şık. Cihangir’de açtığı meyhaneden vakit buldukça Meclis’e gelip devlete, cumhurbaşkanına, diğer parti milletvekillerine hakaretler edip gidiyor.
Devlet de bu “sözde” milletvekiline hem vekil maaşını hem de emekli maaşını tıkır tıkır ödüyor.
“Bu devlet katil”, “Bu devlet terörist”, “Bu devlet yıkılmalı” hezeyanlarının sahibi biri Türkiye’de milletvekili olabiliyor ve devletin verdiği paralarla krallar gibi yaşıyor.
Meclisine girdiği devlete; “katil”, “yıkılmalı”, “terörist” diyen bir kişiye dünyanın neresinde milletvekili olma izini verilir?
Dünyada sadece Türkiye’de bu hakka (!) sahipsiniz…
TÜRKİYE’DEKİ ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ HİÇBİR ÜLKEDE YOK
İsrail’de, “İsrail teröristtir. İsrail soykırımcıdır. İsrail yıkılmalı” diyen bir Yahudi ya da Müslüman milletvekili olabilir mi? Devlet buna izin verir mi?
Peki Amerikan Kongresi’ne, “ABD yıkılmalı, ABD teröristtir” diyen bir DEAŞ’lı, senatör olarak seçilebilir mi? ABD özgürlükleri, demokrasisi ve hukuku buna izin verir mi?
Ne gerçekten “soykırımcı” olan İsrail’de ne katil ABD’de ne de demokrasinin beşiği olarak geçinen Avrupa ülkelerinde; bırakın bunları söylemeyi, bu cümleleri aklının ucundan geçireni meclisin önünden geçirmezler.
Türkiye’de Ahmet Şık gibi onlarca kişi, terör örgütlerine açıkça destek veren, terör örgütlerinin sözcüsü ve siyasi ayağı gibi çalışanlar Meclis’te cirit atıyor.
Milletin meclisinden devlete ve devleti yönetenlere hakaret ediyor, tehditler savuruyorlar. Hiçbir devlet, meclis kürsüsünden kendisine edilen küfür ve tehditleri seyretmez. Meclis kürsüsü, vatanseverlerin sesinin, terörist severlerin sesinden daha çok ve daha gür çıktığı yer olmalıdır!
Türkiye’nin kalbi olan Meclis’i Kandil Dağı’ndaki çadıra çevirmek isteyenler olabilir. Milletin sesinin yükselmesi gereken meclis kürsüsünü birileri terör örgütleri ve teröristlerin borazanı olarak kullanmak istiyor da olabilir ama bir “devlet” ilelebet payidar kalmak istiyorsa bunlara izin vermez.
Devletin, terörist ağzıyla konuşan maşalara gereken cezayı kesebilmesi için halkın desteğine ihtiyacı vardır. Terörist maşası “sözde” milletvekillerine haddini bildirmek sadece “devletin” değil, aynı zamanda halkın da görevidir.
Meclis kürsüsüne her çıktıklarında devlete ve cumhurbaşkanına küfür ve hakaretler eden “sözde” milletvekilleri Ahmet Şık, Tuncay Özkan gibi Türkiye düşmanlarının milletin meclisinde yeri olamaz. Türkiye’ye bu kadar demokrasi, “sözde” milletvekillerine de bu kadar özgürlük çok fazla!