Kemal Kılıçdaroğlu, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde sempatikliğini artırmak adına çeşitli lakaplarla anıldı. Bunlardan bazıları; Demokrat Dede, Sakin Güç, Bozkurt Kemal, Piro, Bay Kemal, Mücahit, Gandhi Kemal, Yiğit Oğlan ve hatta Seyyid.

Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamayıp ardından CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda genel başkanlık yarışında da mağlup olan Kılıçdaroğlu, vakit kaybetmeden Ankara’da ofis açarak siyasi faaliyetlerine başladı. Yaptığı görüşmelerle gündemden düşmeyen Bozkurt Kemal, kışın ayazını yemesinin ardından başkanlık koltuğunun elinden alınmasına sebep olan Özgür Özel’in hırslı forvetinden intikam almak için yerel seçim sonuçlarını bekledi. 

Muhtemelen 31 Mart yerel seçim sonuçları Kılıçdaroğlu için de sürpriz olmuştu. Özel liderliğindeki CHP birinci parti olurken hırslı forvet İmamoğlu da koltuğunu korumayı başardı.

Özgür Özel, yerel seçim zaferinden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik kullandığı dil ve kendisinin “normalleşme”, Erdoğan’ın ‘yumuşama’ dediği siyasetteki yakınlaşma süreciyle de yeni bir anlayış ortaya koyarak alışılmış CHP siyaseti dışında bir politika izledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'de düzenlenen 23 Nisan Resepsiyonu'na katıldıktan sonra içlerinde Özel’in de bulunduğu bazı siyasi partilerin temsilcileriyle çay içip sohbet etti.

Bu gelişmeden bir gün sonra sosyal medya hesabından paylaşım yapan Piro, eleştirel bir mesaj yazarak “Sarayla müzakere edilmez, mücadele edilir” diyerek Özel’e uyarıda bulundu. Sonrasında Özel’in 2 Mayıs’ta AK Parti Genel Merkezi’nde Erdoğan’la görüşmesi ve Erdoğan’ın 18 yıl aradan sonra 11 Haziran’da CHP Genel Merkezi’nde Özel’i ziyaret etmesiyle siyasetteki yakınlaşma havası sürüyor; ofisinde kılıcını bileyen Gandhi Kemal ise itirazlarına devam ediyordu.

En son verdiği röportajda ülkedeki birçok sorunun sebebini Erdoğan’a bağlayan Kılıçdaroğlu, “Kurucu liderimize 'ayyaş' diyen o. Kadınlarımıza 'sürtük' diyen o. Muhaliflere 'çapulcu' diyen o. Gençlerimizi 'dindar-kindar' diye ayıran o. Partimize 'çöp-çamur-çukur' diyen o. Genel Başkan'a 'cibilliyetsiz' diyen o. Kim yumuşayacaksa, kim normalleşecekse buyursun. Ben asla bunları unutup kabul etmeyeceğim.” diyerek partililere ve delegelere mesajını bir kez daha vermiş oldu.

Peki, Kılıçdaroğlu’nun bu denli sert bir şekilde karşı çıktığı yakınlaşmaya halk nasıl bakıyordu? Sorunun cevabı, bu ay yayınlanan GENAR Türkiye Raporu’nda. Türkiye’de ilk defa yapılan çalışmada, sahadan aylık olarak alınan veriler, çeşitli konu başlıklarıyla uzman bir kadro ile değerlendirilerek analizlerle sunuluyor.

Raporun ‘Türkiye Siyaseti’ bölümünde, AK Parti ile CHP arasındaki yakınlaşma süreci halka sorulmuş ve katılımcıların kahir ekseriyeti söz konusu süreci olumlu bulmuş. Süreci en yüksek düzeyde olumlu bulanlar, sırasıyla MHP (yüzde 82), AK Parti (yüzde 77), Yeniden Refah Partisi (yüzde 72), CHP (yüzde 62), İYİ Parti (yüzde 61) ve DEM Parti (yüzde 51) seçmenleri.

Sonuçlara bakıldığında halkın ‘Saray’la mücadele değil de müzakereyi uygun bulduğu gözüküyor. Peki, öyleyse Yiğit Oğlan’ın bu kadar yüksek perdeden itiraz etmesinin sebebi ne? Onun da cevabı, 6-9 Eylül’de yapılacak CHP’nin Tüzük Kurultay’ında… 

Bu ‘müzakere değil de mücadele’ türü radikal aktivizm çabaları, aslında günün sonunda CHP’nin klasik vizyonu olan ‘halka rağmen halk için’ tutumunun ısrarı. Her ne kadar ‘Saray’la mücadele’ söylemini dillendiren Kılçdaroğlu olsa da CHP’nin içinde de hafife alınmayacak bir kesim hâlâ bu tavrı benimsiyor. Bunlar genelde, ‘Saray’la mücadele’ derken halkın ne istediğine bakmıyor; bilakis parti içi çatışmalara, hegemonya arayışlarına ve tabii ki birtakım aygıtlar devşirerek sürdürdükleri genel başkanlık yarışında ellerini güçlendirme girişimlerine odaklanıyorlar.

Demokrat Dede, yerel seçimlerde elde edilen başarı ve uygulanan müspet siyaset sonrasında İmamoğlu’nun ‘noter’ olarak görmek istediği pozisyondan çıkıp bir teknik direktör gibi davranan Özel’den koltuğu geri almak istiyor.

Kurultay’dan sonra İmamoğlu ile görüşmeyen hatta “Sırtımdan hançerlendim.” şeklinde açıklamada bulunan, yetmedi; Hacı Bektaş Veli’nin ölümünün 753. Yıl dönümü anma töreninde konuşmacılar arasında İmamoğlu ve Özel’in de bulunduğu bir ortamda ‘ihanet’ göndermesi yapan Kılıçdaroğlu, 20 Ağustos’ta İmamoğlu’nu evinde ağırladı. İkilinin görüşmesi ‘CHP içi normalleşme’ olarak okunmayacağına göre, Özel’e karşı bir güç birliği arayışının olduğu çok belli.

Geçen sene CHP’de kurultay süreci başladığında Bahçeli, “CHP'de sınıf arkadaşım devam etmezse Ekrem'e karşı Özgür derim.” demişti ancak Özel, İmamoğlu’nun desteğiyle Bahçeli’nin sınıf arkadaşını koltuğundan etti. Bu defa ise Özel tek, onlar beraber…