Haziran ayının birinci günü, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafındansütün beslenmedeki öneminin vurgulanması ve süt sektörünün gelişmesine katkı sağlanması amacıyla Dünya Süt Günü olarak ilan edilmiştir.
Süt; yüksek kalitede protein, yağ, laktoz, kalsiyum, magnezyum, selenyum, riboflavin, B12 vitamini gibi maddeleri içeren çok değerli bir hayvansal gıdadır.
Süt,üretiminden işlenmesine, paketlenmesinden dağıtımına pek çok sektör ile iş birliği içerisinde katma değer sağlamakla kalmaz, aynı zamanda iş yaratır.
Süt hayvanları adeta fabrikadır. İnsanların sindiremediği otları tüketerek süt gibi kıymetli bir gıdanın yanında her yıl yavru vererek ülke hayvan varlığının gelişmesini sağlar. Ürettikleri gübre, tarım, enerji ve inşaat sektörlerinde kullanılır.
Ülkemiz süt üretiminde dünyada 10. sırada yer almaktadır. Kişi başına düşen süt üretimimiz dünya ortalamasının 2,5 katından fazladır. Ancak gelişmiş ülkeler ile kıyasladığımızda süt hayvancılığımızın ve süt sektörümüzün gelişmeye açık yönleri de vardır.
Bu konulardan birisiinek başına üretilen süt miktarıdır. Ülkemizde bu rakam neredeyse AB ortalamasının yarısıdır.
Süt verimi sadece üretim hacmi açısından değil aynı zamanda üretim maliyetleri, arazi kullanımı, su tüketimi, çevre kirliliği ve sera gazı salınımınedeniyle de önem taşımaktadır.
Süt hayvanlarının da içinde bulunduğu geviş getiren hayvanlar sindirim sisteminden atmosfere renksiz ve kokusuz bir gaz salar. Bu gazın adı enterik metandır. Enterik metan, geviş getiren hayvanların sindirim kanallarındaki fermantasyon işleminden kaynaklanır ki süt hayvanları fermantasyon sayesinde insanlar tarafından sindirilemeyen besin kaynaklarından faydalanabilmektedir. Oluşan enterik metan, dünya genelinde tarımsal sera gazı emisyonunun %40’ını oluşturmaktadır. Bu durum ise iklim değişikliğine ve küresel ısınmaya katkıda bulunmaktadır.
Enterik metan emisyonlarını azaltmak için hayvan besleme, genetik ve yönetim uygulamaları kapsamında bazı stratejiler söz konusudur. Bu stratejilerin etkin bir şekilde uygulanmasıyla enterikmetan üretiminin %30’lara varan oranda azaltılabileceği belirtilmektedir.
Bu stratejilerin başında hayvanların süt verimlerinin arttırılması gelmektedir. Bir süt ineği, günde 0,5-0,6 kg enterik metan üretebilmektedir. Verim yönü yüksek genetik yapıya sahip kültür ırkı hayvanların süt inekçiliğinde yaygınlaştırılmasının yanı sıra yem kalitesi, bileşimi ve besleme koşullarının iyileştirilmesi ile üretilen birim süt başına atmosfere salınan metan gazı seviyesi düşürülebilmektedir.
Süt ile insanlar ve çevre arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Bu nedenle süt sektörünün gelişmesinin teşvik edilmesi; insan sağlığının korunmasına, beslenmeye, toplumsal refaha ve çevre sağlığınaönemli katkılar sağlayacaktır.