Suudi Arabistan Ceza Mahkemesi, Pazar günü aralarında İslami Direniş Hareketi (Hamas) temsilcisinin de bulunduğu onlarca Filistinli ve Ürdünlü tutuklu hakkında 3 ila 22 yıl arası değişen hapis cezaları verdi.
Yıllardır Cidde’de yaşayan Hamas temsilcisi Dr. Muhammed el-Hudari, 4 Nisan 2019’da gözaltına alınmıştı.
Mahkeme, 83 yaşındaki el-Hudari’yi 15 yıl hapis cezasına mahkûm etti ve cezanın yarısının infaz edilmesine karar verdi.
Fiili hapis süresi 7,5 yıla düşse de oldukça yaşlı ve hasta biri için bu çok ağır bir ceza.
Suudi Arabistan mahkemesinin “Filistin halkının işgale karşı meşru mücadelesini destekledikleri için” yargılanan onlarca kişiye verdiği hapis cezaları Filistinliler arasında ve Arap sokağında şaşkınlıkla karşılandı.
Çünkü Kral Selman bin Abdülaziz’e tutukluların serbest bırakılması için Filistinliler ve insan hakları örgütleri tarafından birçok çağrı yapılmıştı.
Suudi Arabistan sesi el-Arabiya kanalının Hamas’ın önde gelen liderlerinden Halid Meşal ile röportaj yapması da mahkemeden beraat ya da hafif cezalar çıkacağı yönündeki beklentileri güçlendirmişti.
Ümitler büyük olunca hayal kırıklığı ve şok da ağır oldu.
Hamas ve İslami Cihad, yayınladıkları bildirilerde “haksız yere verilen sert kararlar” ve “zalimce” olarak niteledikleri hapis cezalarını kınadılar.
Ağır hapis cezalarına mahkûm edilen Filistinliler ve Ürdünlüler aslında Suudi Arabistan kanunlarına göre suç teşkil eden herhangi bir eylemde bulunmuş ya da gizli saklı işler çevirmiş değiller.
Muhammed el-Hudari’nin Hamas temsilcisi olduğunu Suudi Arabistanlı yetkililer de biliyorlardı ve el-Hudari, Hamas liderlerinin Riyad’a ya da Cidde’ye gerçekleştirdikleri resmi ziyaretlere “Hamas temsilcisi” sıfatıyla katılıyordu.
Yakın zamana kadar Suudi Arabistan’da çalışan direniş yanlısı Filistinliler ve Filistin davasına gönül veren Suudi Arabistan vatandaşı işadamları Hamas’a maddi yardımda bulunuyordu.
Riyad’ın da söz konusu yardımlardan haberi vardı.
Suudi Arabistan şayet sadece o yardımların kesilmesini dileseydi ve direniş yanlısı Filistinlileri ülkede istemeseydi oturumlarını yenilemezdi.
Böylece Muhammed el-Hudari ve diğerleri kendilerini kabul edecek bir başka ülkeye giderlerdi.
Dolayısıyla Suudi Arabistan’ın 83 yaşındaki Hamas temsilcisini sınır dışı etmeyip iki yıldır cezaevinde tutmasının ve 15 yıl hapse mahkûm etmesinin bir başka anlamı var.
Veliaht Prens Muhammed bin Selman liderliğinde büyük bir dönüşümü hayata geçirmeyi vaat eden ve planlayan Suudi Arabistan, basit bir politika değişikliğine gitmiyor.
Bilakis geriye dönük hesaplaşma yaparak geçmişiyle bağını koparmaya ve daha önceki bir takım politikalarının izlerini silmeye çalışıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn gibi İsrail’le normalleşme anlaşması imzalamasa da Filistin direnişine yapılan yardımların kökünü kurutmaya çalışarak ve direniş yanlılarını cezalandırarak İsrail konusunda nerede durduğunu gösteriyor.
İsrail’in Kudüs ve Filistin toprakları üzerindeki işgaline karşı Müslüman halklara cihat çağrısında bulunan, İsrail’e verdikleri destek sebebiyle ABD’ye ve Batı ülkelerine petrol ambargosu uygulayan Kral Faysal bin Abdülaziz’in onurlu tavrından tövbe ederek keffaretini ödüyor.