Devletler niye uzay araştırması yapar; bu “uzay yarışı” denilen şeyin motivasyonu ne?
– İnsanoğlunun bitmek bilmeyen keşfetme ve evreni anlayıp adlandırma arzusuyla ilerleme serüveni… Devam edeyim mi? Bence de etmeyeyim; çünkü bu, artık eskimiş bir yalan. Belki yeni yalanlar yazılır, bir yarım asır daha oyalanırız; ama biz gerçeğe dönemlim. Hakikat demiyorum, gerçek diyorum; çünkü bunlar da değişebilir yani hakikat değil gerçek.
Evliya Çelebi’nin Seyahatname eserinden öğrendiğimize göre, 1633 yılında Lagari Hasan Çelebi roketle ilk uçan insan. “Barut Macunu” adında roket yakıtından 60 kg yapmış ve yedi kanatlı roketiyle uçmuş. Hatta zamanın padişahı 4. Murat Han’dan bir ödül alarak taltif edilmiş. Elbette bu vaka bugün herkesin anladığı meşhur “Uzay Yarışı” hengâmesinin başlangıcı değildir ama insanın yukarıya doğru çıkma isteği o zaman bile keşfetme değil askeri üstünlük sağlamak içinmiş. Zaten padişahın ödül verme sebebi tam da bu yüzdenmiş.
ABD ve Rusya arasında olan, 1960’larda başlamış, üzerine filmler bile çekilen sonra Komünist Rusya dağılınca soğuyan; şimdi aralarına Çin’in de katıldığı bu uzay yarışının öyle keşfetmek, merak etmek, ilerlemek gibi dinamikleri yok. Hiçbir zaman da olmadı. Uzay araştırmalarının temelde 5 motivasyonu vardır.
Askeri üstünlük arayışı
Uzağa gitmenin her zaman iki sebebi olmuştur. Yağmalayacak, sömürecek, istifade edilecek yeni kaynaklar, iskân edilecek yeni yerler ve ticaret ya da askeri üstünlük arayışı. Uzaya da bu sebeplerden gidilmeye çalışılır.
Uluslararası güç gösterisi
Bayrağını en uzağa, en yükseğe koyan devlet güçlü devlettir.
Haberleşme ve coğrafya hizmetleri
Haberleşme konusu, uzay araştırmalarının şimdilik en çok fayda sağlanan taraflarından biri. Haberleşme denilince sadece internet ve TV yayınları değil askeri haberleşmeler de önemli bir yer tutuyor.
Coğrafya ve iklim
Uzay araştırmalarının önemli bir faydası da tarımsal planlamalar, meteorolojik tahminlerle birlikte yerüstü ve yeraltı kaynak arayışları da ciddi faydalar arasında.
Aidiyet ve umut
İşte bu aidiyet ve umut hissi, uzay araştırmalarının en çok gözetilen yan faydalarının başında geliyor aslında. Çünkü uzay, gezegenler, astronotlar, kahramanlık hikâyeleri gençleri bilime ve araştırmaya teşvik ediyor. Ayrıca yeni gezegen keşfetme hikâyelerinin umut verme gibi bir psikolojik faydası da var. “Bu dünyada olmadı; mutlu olamadık, başarılı olamadık, hâkim olamadık, ele geçiremedik, zengin olmadık vs…” diye uzayıp giden yerli yersiz hayıflanmalara karşı, “Burada olmadı, belki orada olur” hissi, insanlar üzerinde olumlu etkiler yapıyormuş. Üstelik “Sular yükselecek, her yeri buzlar kaplayacak, yanıp kavrulacağız; tarım bitti, aç kalacağız” diye anlatılan çevre felaketlerinin oluşturduğu çaresizlik ve umutsuzluk haline karşı, Batı’nın elindeki tek çare “Dünya bitti, marsa gidiyoruz” propagandaları da bir yandan… Öte yandan ise uzay araştırması yapan devletin vatandaşlarında aidiyet hissi kuvvetlenir, toleransları artar…