Bu söylemi tanıyoruz. Işıl Özgentürk yeni bir şey söylemiyor. Sözde söylem Muazzez İlmiye Çığ’ın argümanına dayanıyor. “Türban” konusu, eğitimde ve iş alanlarında gündem olmaya başladığında Muazzez İlmiye Çığ ortaya bir ‘iddia’ attı. Bu iddia başörtülülere atfen aşağılama ve iftira içerdiğinden çok işlerine geldi. Aradıklarını bulmuşlardı. Sözde bilimsel bir argümanla nefret ettikleri bir kesime laf atabilecekler, toplumun değerlerini anlamak adına gösterdikleri dirence bir gerekçe oluşturabileceklerdi.
Sözde argüman, Sümerlerde fahişelerin başörtüsü taktığı dolayısıyla başörtüsünün kötü bir geçmişinin olduğu ve bu nedenle günümüzde kullanılmaması gerektiği şeklinde dillendirildi. Biri de çıkıp şunu diyebilir; Sümerlere kadar gitmeye gerek yok. Güncel uygulamalara bakarak fahişelerin kıyafeti üzerinden asıl ben mini eteklileri hoş karşılamıyorum. Ve mini eteklileri bunu terk etmeye davet ediyorum.”
Bilimse söz konusu olan arkeolojik kazılarda ortaya çıkmıştır ki; insanlığın kadim geçmişine baktığınızda toplulukların asil kadınları hep örtülüdür. Tesettür asaletin yansımasıdır. Kaldı ki tesettür bilimin konusu değildir.
Başörtüsüne sözde bilimsel söylemler üzerinden iftira atmak kimsenin haddi değildir. Bunun toplumda bir karşılığı yoktur. Bu sadece kendi kibir dünyalarında, seçkinci-elit tabakada bir duygu tatmini ihtiyacını karşılar. Başörtüsü konusunu bilim bağlamında konuşmak yanlış olur. Başörtüsü ve tesettür tamamen inanç meselesidir. Biz bunu anlatmak için ömrümüzü tükettik ama bu kesimin bu konuda algıları tamamen kapalı.
ÖZGENTÜRK’ÜN SÖYLEMİ İNANCA SAYGISIZLIK VE İNSAN HAKKI İHLALİDİR
Müslüman hanımefendiler dini bir emir olduğundan dolayı buna iman eder, bu yönde kıyafetlerini ve yaşamlarını tanzim ederler. Bu nedenden dolayı da hiç kimseye hesap vermek zorunda değillerdir. Bu açıdan Işıl Özgentürk’ü öğrencilerini hesaba çekmesinden, sonra başörtülü öğrencilerini sözde savlarını dile getirerek aşağılamasından dolayı kınıyorum. Özgentürk önce öğrencilerini sorguya çekmiş ardından bu saygısızlığını yazısında herkesle paylaşmıştır. Bu kişi öğrencilerine neyin propagandasını yapıyor acaba? Karşısında duran yetişkin bireyin kıyafetini, başörtüsünü hangi hakla sorguya çekebiliyor? Bu bir insan hakkı ihlalidir. Hiç kimse kıyafet tercihinden dolayı birilerine açıklama yapmak durumunda değil. Bir öğretim görevlisi olarak bu tarzı eğitimin yüz karası olarak değerlendiriyorum.
Bu vesileyle ifade edeyim;üniversiteyi propagandalarına malzeme yapan, öğrencilerine gayri medeni davranan sözde eğitimciler bu ülkenin ilerlemesinde en büyük engeldir.