Helal-haram çerçeveleri sadece Müslümanların değil bütün insanlığın güven, adalet ve sağlık meselesidir.

‪Helal yiyecek, helal alışveriş; herkese sağlık, herkese adalet, herkese güvenlik demektir. Helal dairesi geleceğin teminatıdır; çünkü insanoğlu ya helal tüketip helal alışveriş yapacak ya da “Bu dünya bize yetmez” diyerek insanları öldürmeye teşebbüs edecek.

Bu dünya 9 milyar insana da yeter 90 milyara da… Dünyanın helal-haram ayrımını öğrenmesi gerekiyor. Helal yaşam her şeyden önce bereket demektir. Adalet, sağlık ve güvenlik için helal dairesinde kalmaya direnmeli ve davet etmeliyiz. Çünkü haram her şeyden önce adaletsizliktir. Aklımıza, bedenimize, ailemize, çevremize, ülkemize ve bütün insanlığa adaletsizliktir.

Yenilmesi haram olanları yemez, helal olanları yersek, helal olanları yerken helal yollardan erişip helal biçimde yersek dünya herkes için güvenli, adil, sağlıklı ve yeterli olacaktır.

“Yetmeyecek” korkusu bu yüzyılın hastalığı değildir. Açgözlülük, korkaklık, bencillik yeni hastalıklar değildir. Hepsinin altında “yetmeyecek” korkusu yatıyor. Yeter, yetecek aslında… Hava, su, yiyecek fazla fazla yeter. Yetmeyecek diye korkup biriktirenler ve biriktirdiklerinin üzerine titreyenleri helal daireye davet etmek önemli. Korkuyla evine makarna biriktiren kişiyle milyarlarca doları biriktirip kaybetmemek için savaş çıkaran aynı kişidir. Biri zengin biri fakir hepsi bu!.. O ağlamaklı halde 35 torba makarnayı eve sürükleyen kişiye milyar dolarlık şirketi versek yine aynı ağlamaklı suratıyla silah ve ilaç satıp biriktirdiği dolarların üzerinde ağlayacaktır.

Helal bir müessesedir. Sürecin helal olması gerekir. Niyetle başlayıp yüzlerce hatta binlerce adımın hepsinin helal olması gerekir ki sonunda erişilen o bir dilim ekmek, bir bardak su ya da elbise, film, düğün derken hayatın kendisi helal olabilsin. Çünkü helal dairesinde kalmazsak dünya giderek sağlıksız, güvensiz, adaletsiz ve yetersiz olacak. Haram yeterli değildir. Hiç yetmemiştir, yarın da yetmeyecek…