Önceki gece Suudi Arabistan ziyaretini tamamlayarak Türkiye’ye dönen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aynı günün akşamında Umman Sultanı Heysem bin Tarık bin Teymur el-Said ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad es-Sani ile birer telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Görüşmelerde Türkiye-Umman ve Türkiye-Katar ikili ilişkileri ile bölgesel konuların ele alındığı, Erdoğan ve es-Sani’nin yakın iş birliği ve diyalog içinde olma kararlılıklarını yineledikleri, Cumhurbaşkanı’nın ayrıca “Umman’la iş birliğini her alanda geliştirmeye büyük önem verdiğini ifade ettiği” açıklandı.

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi altı ülkeden Kuveyt, Katar ve Umman’la Türkiye’nin ilişkileri zaten iyiydi.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Suudi Arabistan’la da ilişkilerin onarılmasıyla birlikte Türkiye’nin Körfez ülkeleriyle ilişkileri büyük oranda eski haline döndü.

Dünyanın en kritik coğrafyalarından birinde yer alan KİK üyelerinin hiçbiriyle sorunumuz kalmadı.

Covid-19 salgını sonrası Rusya-Ukrayna Savaşı gölgesinde dünyada ve bölgemizde değişen koşullara ve ihtiyaçlara göre yeni dengeler kuruluyor.

Ankara’nın dış politikada son dönemdeki açılımlarının ve geçmişte kriz yaşanan ülkelerle ilişkileri onarmak için bulunduğu girişimlerin hedefi, muhalefetin iddia ettiği gibi “para bulmak” ya da “günü kurtarmak” değil.

Bilakis, kapsamlı bir durum değerlendirmesinin ardından hazırlanan plana göre Türkiye’yi yakın gelecekte şekillenecek dünyaya hazırlamak.

Treni kaçırmamak ve yeni kurulacak o dünyada Türkiye’nin hak ettiği yeri almasını sağlamak için gerekli adımlar atılıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu çerçevede Suudi Arabistan ziyaretini gerçekleştirirken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yine aynı hedefe yönelik olarak çok daha uzak coğrafyalarda, Latin Amerika ülkelerini ziyaret ediyordu.

Türkiye’nin milli çıkarlarını korumak için harcanan diplomatik çabalar da savunma sanayi alanında kaydedilen başarılar kadar değerli ve önemli.

Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyareti Arap sokağında genel anlamda memnuniyetle karşılandı.

Kriz döneminde Türkiye düşmanlığında oldukça ileri gittiği için hızlı dönüş yapamayan Suudi Arabistan medyası ziyaretten rutin ifadelerle bahsetse de iki ülke arasındaki buzların erimeye başlamasından halkın büyük memnuniyet duyduğu aşikâr.

Bir süre önce Türk mallarına uygulanan boykot da zaten Suudi Arabistan halkının benimsemediği, şirketlere ve iş adamlarına zorla dayatılan bir uygulamaydı.

Genelde Arapların ve özellikle de Körfez ülkeleri halklarının Türkiye sevgisi ve sempatisi inkar edilemez bir gerçek.

Mekke’de Erdoğan tarafından kabul edilen Kuveyt Parlamentosu Başkanı Merzuk el-Ğanim’in gözlerindeki sevinç ve mutluluk o gerçeğin en basit göstergesi.

Sağdan soldan gelen sataşmalara aldırış etmeden sorunların çözümü ve yarının inşası için doğru adımlar atmaya devam etmeliyiz.

***

Bir Ramazan ayını daha geride bıraktık.

Rabbim Müslümanların bir ay boyunca yaptıkları ibadetleri kabul etsin ve bizleri, başta İslam coğrafyası olmak üzere dünyanın dört bir köşesine huzurun hâkim olduğu, hakkıyla idrak edeceğimiz Ramazanlara kavuştursun.

Bayramınız mübarek olsun.

Bayramın ülkemize ve İslam dünyasına hayırlara vesile olmasını dilerim.