Bir Kürt olarak başta Selahaddin Demirtaş olmak üzere Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan ve Hüda Kaya’ya bir uyarı ve insani çağrımdır.
Sizlerde çok iyi biliyorsunuz ki, İslam dininin temeli kardeşlik ve adalettir. Ancak son 100 yıldır bu topraklarda güya adalet adına kardeşlik, hunharca katledilmektedir.
Gelin bu topraklarda başta Kürtler olmak üzere herkese zulüm ve haksızlık yapan bu sistemi acil bir şekilde değiştirelim, gerekirse bu topraklarda Medine vesikasının hayata geçirelim.
Bununla birlikte otuz senedir Güneydoğu’da akan kardeş kanının son bir iki yıldır durmasına neden olan barış sürecine tam destek verelim.
Tavrımızı ve rengimizi sadece Kürtlerin değil, tüm halkların huzuru için ortaya koyalım.
Coğrafyamızda alevlenen ve hepimizi yakmaya başlayan bu kızgın ateşi bir an evvel el ele vererek söndürmeye çalışalım.
Bu mazlum halkların geleceğini, karanlığa doğru sürüklemek isteyen şer güçlere hep birlikte karşı koyalım.
Kürt, Türk ve Arap düşmanlığının tellallığını yapan alçaklara ne olur izin vermeyelim.
Sosyal medyada 7/24 klavye başında toplumun dinamiklerine dinamit koyanlara elimizin tersiyle bir durun diyelim.
Şu anda bu toplumun tam bir akıl tutulması yaşadığının ve cinnet geçirdiğinin farkında değil misiniz?
Öyle olmamış olsaydı yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede hem de mübarek Ramazan ayı içerisinde bu nevi ahlaksızlıklar güya demokratik hak arayışı kisvesi altında serglenir miydi?
Ve bilesiniz ki şu anda tüm bu çirkeflikler HDP ve ona destek veren Kürtlere mal ediliyor.
Şu mübarek Ramazan ayında, başta eşcinsel evlilik, saray yemeği ve ODTÜ gibi ahlaksız eylemlere maydanoz olmayı bırakalım ve bunları gündemimizden çıkartalım.
Bu halkın 7 Haziran seçimlerinde size yüzde 13 oyu, bunun için vermediğini sizde çok iyi biliyorsunuz.
Hem bu ve buna benzer konular bizim örf, adet ve inancımıza da yakışmıyor.
Şu anda Kürtlerin bir bölümünü temsil ettiğini söyleyen HDP’nin bu haliyle neyi elde etmeye çalıştığı ve neyi talep ettiğini kim söyleyebilir.
HDP ayrıştırıcı ve etnik kimlik üzerinden konuşmaya devam ettikçe, hem bu ülke hem tüm coğrafya koas’a doğru sürüklenecektir.
Lütfen bu oyuna gelmeyelim.
Toplumun ortak hassasiyetleri üzerine kafa yoralım.
Oturalım ve yeniden empati kuralım.
Ciddi bir kırılmaya doğru giden bu duruma dur diyelim.
İçimizde Kürt -Türk düşmanlığı yaymaya çalışanları yanımızda tutmayalım, bilakis kendimizden uzak tutalım.
Dikkat ederseniz son zamanlarda özellikle sosyal medyada, HDP’ye gönül verdiğini söyleyen insanlar, Müslümanlık ve kardeşlik gibi kutsal değerleri tiye alıyor, bu değerlerle dalga geçiyor.
Bunlar birer fantastikmiş gibi kabul ediliyor ve gösteriliyor.
Oysa sizlerde çok iyi biliyorsunuz ki, yüzyıllardır bizi bir arada tutan bu değerlerdir.
Bir Müslüman ve Kürt olarak bu gidişattan rahatsızlık ve yarınlardan endişe duymaktayım
Çünkü herkes birinin hata yapmasını gözetliyor ve o hata üzerinden prim yapmanın peşine düşüyor.
Dahası uyarı ve öneriden de yüz çevriliyor.
Bana öyle geliyor ki, kasıtlı bir şekilde bu toplumun kutsal değerleri birileri tarafından imha edilmeye çalışılıyor.
Ve hiç kimse bu gidişatın vahametine tepki vermiyor.
Biliniz ki, bugüne kadar Recep Tayyip Erdoğan’a olan desteğimiz, bu toplumun ortak değerlerine olan saygısı ve bu zülüm sistemini değiştirmeye çalışmasındandır.