Uğradıkları her hüsran ve yenilgi azdırdıkça azdırıyor… Kuduz köpeklere taş çıkartırcasına bir gözü dönmüşlükle saldırdıkça saldırıyorlar… Geberip gideceklerini, tarihin iğrençlikler kuyusuna gömülecek aşağılık varlıklar olduklarını çok iyi biliyorlar ve bu gerçek onları kudurttukça kudurtuyor… Giderayak acaba daha ne kadarçok kan dökebiliriz dışında bir hesapları yok… Savruldukları rezilliğin, içinde boğuldukları günahkarlığın, kendilerini insanlıktan çıkarıp canavarca bir boyuta sürükleyen tercihlerinin dayanılamaz ağırlığından, adeta sınırsız masum kanı içip sarhoşlaşarak kurtulmaya çalışıyorlar…
Uzunca bir süredir boyundurukları altında tutamadıkları Türkiye’yi te’dip etme girişimlerinin boşa çıkması karşısında kan kırmızı büyüyen göz bebekleri, Şeytana kabus gördürtecek denli korkunçlaşıyor…
Tüm kimyalarını perişan eden 15 Temmuz bozgunu, elleri altında bulunan ve ruhlarını ihanet bürümüş tüm işbirlikçi köpeklerini bu kez dört bir yandan bizatihi milleti ısırtmak üzere ortalığa salmak gibi aşağılık bir yönelime girmelerine neden oluyor ; ‘’Ha gayret, az kaldı bu kez yeneceğiz Türkiye’yi ve esir edeceğiz…’’
Aslında canhıraş sarıldıkları bu yöntem çok bilinmedik bir şey değil. Daha önce de uygulamaya sokulmuş bir proje. 15 Temmuz’da çıkartılamayan iç savaşın, farklı aidiyetleri bulunan potansiyel grupları tahrik edip karşı karşıya getirmek suretiyle ülkeyi kaos içerisine sokmak ve yönetilemez hale getirmek. Bu hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik insan kaynağı bulmak noktasında da çok fazla sıkıntı çektikleri söylenemez. Milli ordu içerisinde darbe yapıp halkını katletmeye namzet bunca rütbeli kotarabilen düşman ittifakının, PKK,PYD, IŞİD, DHKPC, FETÖ gibi tetikçi terör örgütlerini istedikleri gibi kullanmayacaklarını düşünmek bariz bir safdillik olur.
Darbe girişiminde bulunanların, çok sağlam ve şiddetli halk darbesine maruz kalmaları ardından yazdığım bir yazıda ‘’düşmanın en son girişimi budur ancak asla son olmayacaktır’’ şeklinde bir ifade kullanmıştım. İnsan varlığının olabilecek en aşağılık seviyesine kendisini indirenlerden her türlü fenalığın beklenebileceği açıktır ve düşman güya çeşitli dini, etnik ya da ideolojik referanslara kendisini nisbet eden böylesi tiplerden müteşekkil terör örgütlerini kendi hedeflerine ulaşabilmek için sonuna kadar kullanacaktır.
En çok üzücü olan ise düşman tehdit unsurları karşısında savaşmak üzere milletçe beslenip, en iyi imkanlarla yetiştirilen çok sayıda rütbelinin tam da en ihtiyaç duyulan bir dönemde içine düştükleri ihanet sarmalına bizatihi şahitlik etmemizdir. Şayet darbe girişimi içerisinde yer alan bunca kurmay, kafalarını gerçek işlerine verip terörü yenmek üzere plan ve projeler geliştirmiş olsalardı, şimdiye kadar ülkemizde bu aşağılık örgütlerin esamisi okunmazdı.
Evet, milletçe büyük bir kahramanlık gösterip darbeyi püskürttük ve milli iradeye sahip çıktık , ne var ki ordumuzun ve polisimizin sayısal olarak önemli bir bölümü döküldü bu süreçte… Bakmayın siz, devlet ve ordudan hainlerin temizlenmesine bir yandan seviniyoruz, ancak öte yandan düşmanların bu boşluktan yararlanıp saldırılarını ve şiddetin ivmesini artırma cesareti bulması nedeniyle de son derece öfkeliyiz, öncelikle bu hainlere…
Devlet ve hükümetten OHAL vesilesiyle beklentimiz,CIA destekli tüm alçak terör örgütleriyle etkin mücadele edebilecek ve yeni savaş konseptleri karşısında kolaylıkla mobilize olabilecek şekilde ordunun ve tüm güvenlik bürokrasisin eskisinden çok daha güçlü bir hale getirilmesi ve bunun hemen şimdi gerçekleştirilmesidir. Milletinin ve devletinin sadık hizmetkarı bir ordu, acil !..
Yetti gavur düşman, yetti hain köpekleri, yetti bunca acı Reis ! Gerekirse milli seferberlik !..
Selam ve dualar