Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım Bey hakkında, 15 Temmuz aşağılık darbe girişimi ardından yazdığım bir yazıda aynen şu ifadeleri kullanmıştım: “Başbakanlığının henüz ilk aylarında yüz yüze gelmek zorunda kaldığı tarihimizin bu en alçakça darbe ve işgal girişimi karşısında Binali Bey’in gösterdiği yiğitlik, metanetli tutum, cesaret ve bu krizi bitirmek üzere koordinasyonu en üst derece sağlaması, yanı sıra diğer siyasi partilerle yürüttüğü son derece medeni temaslar ve konuşmalarındaki ağırlık ve tutarlılık aslında Binali Bey’in sandığımızın ve tahminimizin üzerinde yetkin bir lider olduğu gerçeğiyle bizleri tanıştırmıştır. Bir de şu hain korsan uçakları baskılaması için aradığı generallerden birinin kendisinden yazılı emir istemesi üzerine ‘Sana bunun hesabını çok fena ödeteceğim!’ demesi ve bunu kamuoyuyla ‘O anda benim sigortalar attı’ şeklinde paylaşması var ya… İşte bizim Başbakanımız budur birader!.. Düşük profil muhabbeti yapanlar nedamet getirirler umarım…”
Bu satırları kaleme almam üzerinden geçen yaklaşık elli günlük zaman zarfı içerisinde kendisini yakından takip ettiğim Binali Bey, bizleri heyecanlandırmaya ve kendisine duyduğumuz güveni geliştirip pekiştirmeye devam ediyor. Zorlu bir tarihsel süreçten geçtiğimiz bu günlerde ülkeyi yöneten hükümetin Başbakanı olmaktan çok daha öte bir misyon üstleniyor ve milletin ezici çoğunluğunun düşünce, his ve yönelimlerinin resmi sözcüğünü yapıyor adeta. Sakin, mütevazı, pozitif ve espritüel kişiliğiyle, sorunlar karşısında anında geliştirebildiği analitik çözüm yöntemleriyle, kendisine yöneltilen sorular karşısında lafı eveleyip gevelemeden verdiği net cevaplarla, Anadolu yiğitliğinin bir göstergesi olarak tehditler-tehlikeler karşısında serinkanlı ve gözü kara duruşuyla, cansiperane fedakârlıklarıyla yeni Türkiye’nin unutulamayacak milli liderleri arasındaki yerini almak üzere tam bir vatanseverlik ruhuyla yürümeye devam ederken, milletin gönlünde de gerekli karşılığı buluyor.
Tüm bunların dışında Binali Bey devletin yönetim teamüllerinde yeni çığırlar açmak gibi çok önemli işlere de damgasını vuruyor; örneğin Bakanlar Kurulu toplantıları sonrasında basın mensuplarının karşısına tüm bakanlarıyla birlikte çıkıp, gazetecilerin sorularına alanlarına göre ilgili bakanların cevap vermesine olanak sağlamak gibi. Ben bunun çok önemli ve esasen Binali Bey’in kolektif akıl merkezli yönetim anlayışının, kendisiyle çok barışık aşkın kişilik özelliklerinin bir göstergesi olduğunu düşünüyorum.
FETÖ ve PKK gibi terörist unsurlarla mücadele hususunda milletin beklentilerine mütenasip ve yürekleri ferahlatacak şekilde gösterdiği kararlı dik duruş, çeşitli toplantılarda ortamı gerginliğini gidermeye yönelik yerinde nüktedanlık ve üzerine düşen tüm vazifeleri bihakkın yerine getirdikten sonra sergilediği mütevekkil ve mütebessim duruşu Binali Bey’i milletinin nezdinde yüceltmeye devam ederken, diğer yandan doğru insanları bulup ülke hizmetine sunmak konusundaki maharetleri, Reisimize olan bağlılık ve takdirlerimiz perçinliyor. Bu açıdan aslında AK Parti’nin bir gizli liderler fabrikası olduğunu söylemek de mümkün. Diğer siyasi oluşumların lider kabızlıkları çektikleri bir dönemde, AK Parti üretimlerini zamanı geldiğinde devreye sokmak üzere adeta stokluyor. İşte bu nedenle diyorum ki; “Tayyip Bey Cumhurbaşkanı olduktan sonra AK Parti karışacak” beklentisiyle ellerini ovuşturanlar nasıl hüsrana uğramışlarsa -Rabbim geçinden versin- “Erdoğan da ölümlü, o öldükten sonra partisi dağılır…’’ gibisinden düşünenlerin de hayal kırıklığına uğramaları kaçınılmazdır.
Dün 81 il valisine hitap eden Başbakanımız gündeme ilişkin son derece önemli açıklamalarda bulunurken, söylediği bir şey vardı ki asla hafızalardan çıkmamalı. Aynen şunu söyledi Binali Bey valilere, “Bir tercih yapacaksınız. İş mi yapacağız, yoksa mevzuatı mı kollayacağız? Mesele milletin menfaati, ülkenin geleceği ve menfaati ise hata yapın ama hainlik yapmayın, hata yapmaya alan var ama hainliğe asla alan yok.” İşte bu sözleri söyleyen bizim liderlerimizden biridir ve Başbakanımızdır…
Ve ben başbakanın; Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım gibi olanını severim!..
Selam ve dualar…