Bu CHP gerçekten milletçe alkışlanmayı hak ediyor!

Çünkü 1923’ten bu yana nerdeyse aralıksız alkış almış bir partidir! Öyle ki, 1923’ten 1950’ye kadar tek parti olarak hem içerden hem dışardan kesintisiz alkış almıştır!

O günden bu güne yani 90 yıldır değişime karşı direnen ve aynı zihniyetten ödün vermeyen yeryüzünde böyle bir parti var mı, Allah aşkına!

O halde hep beraber CHP’yi alkışlamalı değil miyiz?

Ama ne yazık ki, AK Parti ile beraber CHP’nin alkış reytingi de dibe vurmuştur.

Tıpkı geçmişi ve hizmetleri gibi!

Oysa içerden bu millete yapmış oldukları unutulacak gibi değildir!

Bu yüzden AK Parti’den bir ricada bulunup milletçe CHP’yi alkışlamaya devam etmeliyiz!

Yoksa kuruyup gidecek!

Dikkat ederseniz tekrar dirilmek için, yakarak, yıkarak, tahrik ederek, olmadı alkış tutarak, kâh yürütüp kâh oturtarak, hülasa enva-i türlü yollar ve eylemleri deniyor.

Uzun atlama, yüksek atlama, parende atma, uzun koşu, maraton gibi her türlü olimpiyat oyunlarında mahirdir nede olsa!

Çünkü CHP, sadece burada değil tüm Avrupa’da, Amerika’da; hatta İsrail’de bile yıllarca müthiş alkış almıştır!

Nasıl almasın ki, emperyalist keferenin yapamadığını CHP kolayca yaptı. Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede “Allah’ı da Sultan’la birlikte tahtından indirdik. Bizim mâbedlerimiz artık fabrikalardır” diyen bir CHP’li vekil Refik Ahmet Sevengil (1943-46) milletçe alkışlanmaz de ne yapılır!

Bu toplumu kendi öz benliğinden koparmak ve kurutmak için tam 90 yıldır canla başla mücadele etmeye devam etmiyor mu bu CHP!

AK Parti’yi iktidardan indirmek ve özlediği eski günlerine bu ülkeyi geri götürmek için her türlü hilebazlık ve düzenbazlığa başvurmuyor mu?

Bu yüzden özgürlükler için çıkan her yasanın önünü kesmek için Anayasa Mahkemesi önünde nöbet tutmuyor mu?

Büyük üstad Kılıçdaroğlu ve onun etrafındakiler, bu halk ekonomik olarak kalkındıkça ve özgürleştikçe bu topraklarda CHP’nin semeresinin dahi okunmayacağını bilmiyor mu?

Bu yüzden de sırf özgürlük istediler diye 400 bin insanını öldüren Beşşar Esed’e koşmuyor mu?

Bu dünyada değişmeyen ve değişmeyecek tek şey CHP’dir sanırım.

1922-23’te CHP’li Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un “Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girdiği gün, milletimiz 14 asırdır kendini çeviren sakat ve karışık inançlardan kurtulmuş olacaktır” sözünün, 2013’te CHP İzmir Milletvekilli Canan Arıtman’ın “Örtünmek kadını aşağılayan, eşitsizleştiren bir olgudur” sözü ve zihniyeti arasında bir fark var mı?

CHP sadece geçmişten bugüne kadar devam eden aynı zihniyetin yanı sıra şeker, benzin, yağ, ekmek, tüp ve gaz kuyrukları gibi hizmetleri için de milletçe alkışlanmalı!

Daha düne kadar susuz ve çöpten geçilmeyen bir İstanbul için alkışlanmalı!

Camileri ahıra, okulları meyhaneye çeviren ve İstanbul Taksim’de uzun rakı kuyrukları CHP’nin hizmetleri değil miydi?

Nankör olmamak ve nankörlük etmemek gerek!

Gittikçe yalnızlaşan ve unutulmaz geçmişiyle de büyük bir alkışı hak ediyor CHP!

Ama onu alkışlayacak bir halk yok, işte o ayrı mesele!

Zaten Kılıçdaroğlu da ona kızıyor, “Bu halk nereye gitti?” diye.

İşte bundan dolayı da, yüzünü Batı’ya çeviriyor ve oraya sesleniyor!

Bu yüzden de Batı destekli Gezi olaylarının içine balıklama atlıyor.

Ne yapsın zavallı!

Halk ona sırt çevirince o da Batı’ya sarıldı.

Bu zihniyete en büyük alkış 7 Haziran’da gelecektir.

Hep beraber alkışlayacağız!